2020’nin nasıl kötü geçtiğini tekrar tekrar hatırlamamıza gerek yok herhalde.
Pandemi, İzmir depremi, ölümler, hastalıklar, işsizlik, yoksullaşma ve insanlık üzerindeki nice olumsuz etkileri…
Korkularımızla evlerimizde yaşamaya alıştığımız bir yıl bitiyor.
2021 yeni bir başlangıç olacak insanlık için şüphesiz.
Yeni diyeceğimiz birçok şeye gebe yeni yıllar yaşayacağız sanırım bundan sonra da…
Siyaset de bu yeni akımından nasibini alıyor fazlasıyla.
‘Hiçbir şey olmasa bile bir şeyler var’!!!
Ecevitlerin, Demirellerin dönemi mumla aranıyor artık. Siyasi söylemler o kadar kişisel bir hakaret diline dönüştü ki neredeyse tek partinin iktidarında yetişen biz yaştakiler bile bilmediği geçmişe özlem duyar hale geldi…
Son döneme bakıyorum da İzmir’de belediyelerin işleri de siyasete bir hayli malzeme olmuş. Gerçi İstanbul, Ankara farklı mı sanki…
Mesela; Buca belediyesinin geçtiğimiz aylarda kaybettiğimiz gazeteci büyüğümüz Bekir Coşkun’un heykelinin parti ayrımı olmadan tüm meclis üyeleri tarafından kabul edilerek yeni yapılacak büyük yeşil bir parka dikilmesine eski futbolcu AKP’li Milletvekili Alpay Özalan’ın ayı heykeli, maske heykeli ile eleştirmeye başlayıp “adınızı cumhuriyet heykel partisi yapın da rahatlayın halk ile alakanız yok nasılsa” gibi sığ bir dille cümleler kurması üzücü ve de fazlasıyla gereksizdi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi online toplantılarla gerçekleştirdiği ve İzmirTube kanalı üzerinden yayınladığı Uluslararası İzmir Mizah Festivali yaptı. AKP’lilerin İslam karşıtı olduklarını iddia ettikleri katılımcılarına yönelik baskılar nedeniyle festivalden çok festivalin söyleşilerinin iptalleri konuşuldu, gündem yarattı. İzmir Büyükşehir Belediyesi, iptal kararına ilişkin "Charlie Hebdo dergisinden herhangi bir karikatürist İzmir Uluslararası Mizah Festivali’ne davet edilmemiştir. Bu kapsamda ortaya atılan iddialar tamamen gerçek dışıdır" açıklamasında bulundu ama çekimleri önceden bitmiş olan söyleşi yayınlanmadı. Her şey durur zaman ve sanat durmazdı oysa…
Karşıyaka Belediyesi’nin Kent Garden isimli restoran için hazırladığı logonun HDP’nin logosuna benzetilmesi kent siyasetinde yeni bir tartışmanın fitilinin ateşlenmesine yol açtı. Oysa biliniyordu ki renkler, ağaçlar, gökkuşağı AKP zihniyetinde ‘yasak’tı. Logo kullanımdan kaldırıldı.
Ve gelelim Menemen’e… Menemen Olayları’nın 90’ıncı yılının gölgesinde İkinci Menemen Olayı olmaya aday durumlar yaşanıyor ve de yaşanmaya gebe…
Menemen Belediye Başkanı iken tutuklanarak cezaevine gönderilen Serdar Aksoy'un görevden alınmasının ardından yerine seçilecek isim kimsenin itiraz etmediği, demokratik bir şekilde yapılan seçimle CHP’nin adayı Deniz Karakurt olmuştu.
Başkanvekilliği seçimini kura ile CHP’li Deniz Karakurt’un kazanmasının ardından AK Parti cephesinden itiraz gecikmedi. Oylamanın cam fanusta yapıldığı ve gizliliğin ihlal edildiği gerekçesiyle yapılan itiraz sonucu İzmir 2. İdare Mahkemesi kura çekiminin yürütmesini durdurma kararı aldı.
Menemen Belediye Başkanlığı karara itiraz etti. İtirazı değerlendiren Bölge İdare Mahkemesi yapılan itirazı kabul etmedi ve reddetti.
Sonuç olarak seçimin kura bölümünün yenilenmesinin önü açıldı.
Cam fanus kabul görmedi, bakalım AKP’lilerce nasıl bir ‘kafa koparma’ kurası yapılacak!
Yaşayıp göreceğiz…