Önce, Mekke şehrinde Mescid-i Haram'da “vinç kazası”... Ardından Kurban Bayramının birinci günü şeytan taşlama sırasında izdiham... İlkinin tartışmaları sürerken Mekke kentinin 5 km dışında Mina'da çıkan izdihamda çoğunluğu engelli, yaşlı ve kadın 750'den fazla hacı ölüp, 1000'den fazlası yaralanınca; olay dünyanın gündemine oturdu...
Sert eleştirilerin hedefinde Suudi Arabistan yönetimi vardı. Dünyanın pek çok ülkesinde, hacda yaşanan felaketten Suudi yönetimi sorumlu tutularak kitlesel protestolar yapıldı... İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney yayınladığı mesajda;
“Suudi Arabistan, bu acı verici olaydaki sorumluluğunu kabul etmeli ve gereğini hak ve insaf doğrultusunda yerine getirmelidir. Bu facianın meydana gelmesine neden olan yanlış yöntem ve uygulamaları da gözden uzak tutmamalıdır'' sözlerine yer verdi...
Bizde ise gündem o kadar yoğun ki, bu olay tartışılmadı bile...
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, izdihamı hac ziyaretine gidenlerin eğitimsizliğine bağlarken; Cumhurbaşkanı Erdoğan daha da ileri gitti ve Suudi yönetimini savundu...
Herkesin nasıl ki eğitimci, sağlıkçı ya da ekonomist olması gerekmiyorsa, uluslararası ilişkiler konularında da uzman olması gerekmez. Bakan, Başbakan hatta Cumhurbaşkanı için de böylesi bir zorunluluk yoktur. Uluslararası bir olayı ya da ilişkiyi konuşup yorumlarken yetkili makamdaki yöneticiler gelişi güzel ve özensiz konuşmazlar. Mutlaka uzman danışmanlarından profesyonel destek alırlar. Zaten devletin üst yönetiminde görev yapan yüzlerce danışman, diplomat kadrosu bu ihtiyacı karşılamak için oluşturulmuştur...
İç politikada özellikle de siyasi partiler arası polemiklerde gelişi güzel konuşmak haydi bir nebze olsun tolere edilir. Ama dış politika bir ülkenin vitrinidir, böyle bir davranışı kaldırmaz...
Hac felaketi konusunda işte Erdoğan'ın Suudi yönetimine arka çıkan sözleri:
''Duygusal olmak yanlış. Şunu görmek lazım. Suudi yönetimi hac organizasyonu ile ilgili olarak bugüne kadar alt yapı, üst yapı noktasında sürekli plan proje çalışması yaptıklarını ben yakından biliyorum (...) Kalkıp da illa Suudi Arabistan'a bir fatura, suçlusu buymuş gibi bir yaklaşımı doğru bulmuyoruz.''
Erdoğan'ın şanssızlığı mıdır bilinmez, ne zaman bir açıklama yapsa, inadına gelişmeler tersini gösteriyor... Yine aynısı oldu; konuşmasıyla açığa düştü... Suudi Arabistan Kralı Salman bin Abdulaziz, dünyada yükselen eleştiriler üzerine Hac Bakanı'nı, Mekke Belediye Başkanı'nı ve Mekke Emniyet Müdürünü görevden aldı ve yetkililer hakkında soruşturma başlattı...
Suudi Arabistan ki, orada akla gelebilecek her şeye “Taktir-i İlahi” denerek üstü örtülür. Bu defa oluşan tepkiler farklı davranmalarını zorunlu kıldı. Olan da Erdoğan'a oldu. Verdiği demeçle bir kez daha açığa düştü...