Şiddet ülke geneline hızla yayılma eğilimindedir. Ve asıl tehlike de buradadır. Şavaş çığırtkanı saldırganlar kol gezerken; barış, kardeşlik, hoşgörü diyenlerin sesi kısıldıkça kısıldı... Sel olup akan kanın, gözyaşının yanında korku ve tedirginlik de had safhadadır...
Umut duyacağımız tek şey; siyasal iktidarın savaş hukukunu bile çiğneyen saldırı ve kışkırtmalarına rağmen, sokağa dökülenlerin, parti binalarına, şuraya buraya saldıranların bir avuç olmasıdır. Her şeye rağmen Türk halkının da, Kürt halkının da tamamına yakın kesimi saldırıların içerisinde yer almıyor. Evinde, işinde olayları kaygı ve korku içerisinde izliyor. Özellikle de batı illerinde, can güvenlikleri kalmayan, evleri, işyerleri yakılan, saldırıya uğrayan Kürtler'in inanılmaz bir sağduyu göstermesi, saldırılara dahi karşılık vermemesi barış için büyük bir umuttur...
Siyasi iktidar, yeniden tek başına iktidar olabilmek için her yola başvurup ateşle oynarken, halk gibi egemenler de gelişmeleri izliyorlar. Ama onların izlemesinde sinsilik var, hesapcılık var...
Başta emperyalizm ve işbirlikçi tekelci burjuvazi olmak üzere sömürücü sınıflar bloku gelişmelere şimdilik ses çıkartmıyor. İsteselerdi bugünkü iktidarı çoktan alaşağı ederlerdi. AKP ve Recep Tayyip Erdoğan'ın alternatifini hemen bulur, yaratırlardı... Yapmadılar... Tek başına AKP iktidarı, Recep Tayyip Erdoğan'ın ''tek adam'' diktatörlüğü ağızlarının suyunu akıtıyor. Erdoğan'ın kişisel otoritesine dayalı mevcut sistemin sürmesi ve pekiştirilmesi işlerine gelmektedir. Buna da ''istikrar'' diyorlar...
Erdoğan, ''başkanlık sistemi'' önerisinde bulunması ve 7 Haziran seçim sonuçlarına rağmen inat ve ısrarla savunması sadece onun kişisel ihtiraslarının bir sonucu değildir. O'da şunu pekala biliyor: bu yönde bir arzu, bir talep var...
Egemen sömürücü sınıflar Erdoğan ve iktidarından memnunlar. Her isteklerini yaptırıyorlar. En çok karı onunla sağlayıp, en fazla büyümeyi yine onun iktidarları döneminde yaşadılar.
Her şey toplumsal mücadelenin seyrine bağlıdır. Toplumsal muhalefetin dinamikleri bir an önce harekete geçmeli, tepkilerini ortaya koymalı ve halkın korkularını yenmesini sağlayarak, tepkilerini doğru hedefe, düzene yönlendirmelidir.
Erdoğan ve AKP'sinin bu çılgın politikalarının toplumsal muhalefeti tetiklediğini görenler hemen harekete geçecektir...