Önceki yazılarımızdan biri için bir okuyucumuz, ''Kala kala bir CHP kaldı. (...) Lütfen, rica ediyorum. Her şeyi yazmayın.(...) Bu tenkitlerinizi doğrudan yöneticilerimizle paylaşsaydınız daha makbul olurdu'' demiş...
Nasıl yazmayalım ?..
Her şeyin kirlendiği, kirletildiği dünyamızda, halkımız ne kadar da saf ve temiz! O yaşanmışlıktan gelen tecrübeyle, bilgeliğiyle her şeyi görüyor, biliyor... Kaldıramayacağı kadar sorun yükünün altında beli iki büklüm, çaresiz... Ehven-şer yani kötüler içerisinde iyisi demesin de ne yapsın?..
Bugün Ankara'da mecliste tezkere görüşmesi var...
Tezkereye ''evet' savaşa evettir...
Tezkere, daha fazla kan, daha fazla gözyaşıdır...
Tezkere, ülkemizin Ortadoğu bataklığına daha fazla gömülmesi demektir...
Tezkere; askeri, başına çuval geçirenlerin hizmetine sunmaktır...
Ve bugün yaşadıklarımızı yarın mumla arayacağımızdır tezkere...
Halklarımız Amerika'nın isteklerine karşı onurlu duruşu da, boyun eğmeyi de unutmadı, unutmaz...
1963-64 yıllarında Kıbrıs'ta yaşanılan olaylar sonucunda, ABD açık açık Yunanistan'ı destekler bir tutum alır ve Türk -Amerikan ilişkilerinde ilk kez ciddi bir kriz patlak verir... Dönemin başbakanı Kurtuluş Şavaşımızın ikinci adamı ve CHP'nin de 2. Genel Başkanı İsmet İNÖNÜ'dür. İnönü, baskılara, hatta doğrudan ABD Başkan'ı Johnson'un tehditlerine boyun eğmez ve ''Yeni bir dünya kurulur ve Türkiye'de onun içinde yer alır'' diyen mektubu kaleme alır...
Halk İnönü'yü de yazdığı tarihi mektubu da unutmadı, unutmaz...
Irak işgalinin hemen öncesinde yaşanan 1 Mart Tezkeresi olayı daha dün gibi hafızalarımızda... ABD, Irak'ı işgal etme planlarını son aşamasına getirmiş ve esas olarak planlarını kuzeyden, Türkiye topraklarından bir cephe açarak saldırı yapma üzerine kurmuşken; Amerika’nın isteklerini yerine getirmek için hazırlanmış tezkere TBMM'de yapılan oylama neticesinde 250 ‘evet’e karşılık, 264 hayır oyuyla reddedildi... Amerika şaşkındı... Başbakan Abdullah Gül, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay başkanı Hilmi Özkök şaşkındı.. Oysa ABD tüm siyasi -sosyal çalışmaları örgütlemiş, kamuoyunu hazırlamış, tezkerenin önünde engel yok gibiydi... Meclis aritmetiği de uygundu. Mecliste iki parti, AKP ve CHP vardı ve AKP'nin milletvekili sayısı salt çoğunluk için yeterliydi. Ama beklenmeyen oldu; AKP'de 100'e yakın milletvekili de evet demeyince tezkere Meclis’ten çıkamadı...
O gün tezkereye karşı çıkanları halkımız ve Arap dünyası başta olmak üzere Ortadoğu halkları sevinçle alkışladı... Ülkemizin itibarı yükseldi, Meclis itibar kazandı...
Ve bugün...
Savaşa karşı çıkması gereken CHP...
AKP'nin savaş politikalarına engel olması gereken CHP...
Yaşanan ölümlerin hesabını sorması gereken CHP...
Barış çığlıklarına önderlik ederek, barış için sesini yükseltmesi gereken CHP...
Gelişmelere şimdiye kadar sessiz kalarak, tarihsel misyonunun uzağında sürdürdüğü politikasını savaşa desteğe çevirmektedir...
Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimi, Irak ve Suriye'de sınır ötesi operasyon yetkisi içeren tezkereye ''evet'' oyu verme kararı aldılar. Bu emperyalistlerin bölge politikalarına ve AKP'nin dış politikalarına destektir...
CHP'ye oy verenler, bu partide siyaset yapan yurtsever, demokrat, aydın insanlar, ''kala kala elimizde bir CHP kaldı'' diyen sevgili okuyucum hepiniz ayağa kalkmalısınız... CHP’nin kalesi İzmir’den yükselsin savaşa dur sesimiz… Mesaj yağmuruna tutalım CHP Genel Merkezi'ni... SAVAŞA HAYIR, TEZKEREYE HAYIR...