Haziran ayına girmiş bulunmaktayız. Havaların ısındığı bu dönem tarihte de birçok sıcak olaya tanıklık etmiştir. Roma İmparatoru Julius 193 yılında suikast sonucu öldürülmüştür. İtalya’da Monarşi yönetimine son verilip Cumhuriyete geçilmesi ise yine 1946 yılının haziranında olmuştur. Osmanlı padişahı Abdülaziz ise 4 Haziran 1876 tarihinde bilekleri kesilmiş bir biçimde ölü olarak bulunmuştur. İsrail ve Arap Ülkeleri arasındaki Altı Gün Savaşları yine Haziran ayına denk gelmektedir.
İşte bu sıcakların başladığı ayda olan sıcak olaylardan birisi de Cumhuriyetimizin Kurucu Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün İzmir’de düzenlenen suikasttır.
1. Dünya Savaşı sonrası 3 gruba ayrılan İttihat ve Terraki Cemiyeti’nin ilk grubu padişahla işbirliği yaparken, kurucu önder kadro yurtdışına kaçmış kalan kadrolardan bir kısmında Kurtuluş Savaşına katılmıştı. Savaş sonrası 1922 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatı ile İttihat ve Terraki Cemiyeti’nin faaliyetlerine son vermesi buyrulduysa da gizli gizli faaliyetlerine devam etmeye çalışmışlardır.7 Mayıs 1926 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk Ankara’dan yola çıkarak bir dizi ülkenin çeşitli şehirlerine gezi planlamıştı. Bu gezi planlarından biriside 14 Haziran İzmir ziyareti idi. Atatürk 13 Haziran tarihinde Balıkkesir’de iken acil bir telgraf gelmişti. Bu bir suikast itirafıydı. Suikastı ifşa eden ise planın içine dâhil olan Giritli Şevki adlı motorcu bir şahıstır. Başta Ziya Hurşit, Laz İsmail, Gürcü Yusuf, Çerkez Hatko İsmail gibi bir suikast çetesinin olduğu grup Atatürk’e İzmir, Kemeraltı semtinde suikast planlamışlardı. Suikast sonrası ise çete topluluğu Sakız Adası’na kaçmayı düşünüyorlardı.
Ancak itiraf ve ifşa sonrası adı geçen ve plana dâhil olanların hepsi yakalanarak tutuklanmıştır. Zanlılar, doğrudan suikastta görev alanlar, suikastı hazırlayıp kışkırtanlar, suikasta doğrudan katılmayan ancak Türk devrimine ve Mustafa Kemal Paşa'ya karşı olan eski İttihatçılar ve kapatılan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası üyeleri ve paşalar olmak üzere dört gruba ayrılarak mahkemeye çıkarılmışlardır. Yargı üyelerinin dördünün adının Ali olması sebebiyle mahkeme, "Aliler Mahkemesi" olarak da adlandırılmıştır.
Başta Ziya Hurşit, Laz İsmail, Gürcü Yusuf, olmak üzere 18 kişi idamla cezalandırılmış. Geri kalanların bir kısmı sürgün bir kısmı hapis cezası yemiştir. 69 kişi ise mahkeme sonucu beraat etmiştir.
1969 yılında Kemal Tahir’in kaleme aldığı “Kurt Kanunu” adlı romanda suikast girişimi ayrıntılı bir biçimde bazı kişilerin adları değiştirilerek anlatılmıştır. Roman yine aynı adla 1992 yılında beyaz perdeye aktarılıp sinemalarda gösterime girmiştir.
Günümüzde ne yazık ki Büyük Gazi vefat ettikten sonrada itibar suikastları, manevi suikastlar devam etmekte Yüce Kurtarıcı telin edilerek hakarete uğramaktadır. Ancak bu yapılanlar özellikle yeni kuşak tarafından ters tepmekte alttan gelen yeni nesil Atatürk’e sımsıkı bağlanmaktadır.
Bu vesile ile Yüce Gazi’yi yeniden saygı ile anıyoruz. Esenlikle kalınız.