"Çevre katliamına ve talanına hayır!"

CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, Ödemiş Bozdağlar'da yöre halkının ve çevrecilerin tepkisine rağmen açılmak istenen altın madenini Meclis gündemine taşıdı.

Türkiye’nin en önemli tarım havzalarından olan Küçük Menderes Havzası’nda yer alan Ödemiş’in çevre katliamı ve talanı ile tehdit altında olduğunu ifade eden Sındır; “Doğası, tarımı, tarihi olağanüstü zenginlikte olan bir yer altın madeni açılması gerekçesi ile katledilmek istenmektedir. Talan edilmek istenmektedir. Konunun gündeme geldiği bir yıldan bu yana Ödemişlilere ve tüm çevre dostlarına huzur yok! İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün Bozdağlar eteklerine kurulması planlanan altın madenine altın arama için ÇED başvurusuna onay vermesi halkımızı haklı olarak tedirgin etti. Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) toplantısı dördüncü defa yöre sakinleri tarafından kabul edilmedi” dedi.

Cennet köşesi bir yer

Açılmak istenen altın madeni sahasının Gölcük Gölü'nün bir kilometre güneyinde, Ödemiş’e 15 km. uzaklıkta bir cennet köşesi olduğunu belirten Sındır; “burada özel bir firma tarafından çıkarılması istenilen altın madeni bölge için felaket anlamına gelecektir. Öncelikle altın madeni çıkarılması projelendirilen, İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından ÇED başvuru projesi kabul edilen saha Doğal SİT alanıdır.Çıkarılacak altın madeni sahası içerisinde, açık ocak işletmesi nedeniyle zeytin, ceviz, kestane ve çam gibi yetişmiş ağaçların da yer aldığı binlerce ağaç yok olacaktır. Ayrıca açılacak maden ocağı, ihraç ürünü olarak değerlendirilen iğne yapraklı fidancılığa da tarıma da zarar verecektir” dedi.

Siyanür kullanılacak mı?

Söz konusu maden sahasının, Ödemiş’e içme suyu sağlayan kaynaklar için de tehdit unsuru olduğunun altını çizen Sındır sözlerini şöyle tamamladı: “Madenin çıkarılması ve ayrıştırılması işlemlerinde hangi yöntemler ve hangi alanlarda uygulanacaktır? Siyanür kullanılacak mıdır? Atık barajı olacak mıdır? Bu ve benzeri soruların yanıtı yok. İnsan sağlığını ve çevreyi böylesine etkileyecek bir konuda izni verdik oldu. Yaptık oldu kabul edilemez. Ayrıca maden alanı, aralarında antik çağlarda kurulmuş, yaşamın aralıksız devam ettiği Birgi Mahallesi ve Hypaipa kayıp kentindeki tarihi yerler için de tehlike oluşturmaktadır. Ülkemiz bir yandan UNESCO Dünya Mirası Listesine yeni yerler kazandırmak için uğraş verirken birileri de doğadan, çevreden ve tarihten aldığımız bu mirası talan etmek istiyor. Bu kabul edilebilir bir şey değildir. Kabul etmiyoruz. Bizler çevre katliamına ve talanına karşı, sürdürülebilir yaşam mücadelesinin yanında olacağız.Geleceğimizin, çocuklarımızın sağlıklı bir çevrede yaşam haklarının savunucuları olacağız. Konunun bir felakete dönüşmeden yurttaşların ve kitle örgütlerinin görüşleri doğrultusunda çözüme kavuşturulması zorunludur.”