Darbe Teşebbüsünden Tam Bağımsızlığa 15 Temmuz

T.C Çiğli Kaymakamlığı ile İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü çerçevesinde "Darbe Teşebbüsünden Tam Bağımsızlığa 15 Temmuz' başlığında bir panel düzenledi.

İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi (AOSB) Konferans Salonunda düzenlenen İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Galip Akhan ile Çiğli Kaymakamı Kaya Çıtak’ın himayesinde gerçekleştirilen 15 Temmuz’u tüm yönleriyle ele alan panel sinevizyon gösterisi ile başladı.

Paneli, İzmir Vali Yardımcısı Cemil Özgür Öneği, Çiğli Belediye Başkanı Hasan Arslan, Çiğli 2. Ana Jet Üssü Komutanlığı Destek Grup Komutanı Albay Salih Zeki Pater, İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Müdürü Doğan Hüner, başta olmak üzere protokol üyeleri, akademisyenler, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile çok sayıda konuk takip etti.

“15 Temmuz asrın ihanet gecesidir.”

Panelin açış konuşmasını gerçekleştiren İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Galip Akhan, uluslararası şer güçlerin maşası olan hain FETÖ / PDY’nin darbe girişimini, Yunus Emre’den, Mevlana’dan, Hacı Bektaş’tan, Hacı Bayram Veli’den, Pir Sultan Abdal’dan, Koca Sinan’dan beslenen bu toprakların evlatlarının bozduğunu vurguladı. Prof.Dr. Akhan, “15 Temmuz gecesi, ülkemizin küresel bir saldırı ile karşı karşıya kaldığı kara bir gecedir!Başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın kararlı tavrı ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde toplanan milletvekillerinin partiler üstü mutabakatı, bu kurumlara meşruiyetini veren Türk milletinin sabaha kadar süren direnişi, darbe girişiminin başarısızlığa uğratılmasının temel, belki de yegâne nedeniydi. Sokaklarda, meydanlarda gücü zulme alet edenlerin karşısına bir bayrak gibi dikilen şanlı vatanımızın evlatları, hain namluların ucunda gençliğini bıraktı, bazıları arkasında gözü yaşlı ana, mağrur bir eş, bir baba ve bir çocuk bıraktı. Hepsine minnettarız. İKÇÜ camiası olarak; bu yüce milletin mensubu olmanın gururunu yaşıyoruz.” dedi.

“Milletimi bölemeyeceksiniz.”

Çiğli Kaymakamı Kaya Çıtak ise ordunun, yargının, emniyetin, devletin kritik kadrolarına sızarak ülkemizi geçirmek isteyen FETÖ / PDY’nin hain planlarını, yüce Türk Milletinin destan yazarak bozduğunu söyledi. Kaymakam Çıtak, “15 Temmuz, hakkı, hukuku, adaleti yok ederek Türk Milletini yıkma, demokratik düzeni yok etme girişimi, Türk milletini talan etme teşebbüsüdür. Bir Sarıkamış, bir Çanakkale Destanı’nı yazalı daha bir asır olmadı. Bu millet ne Sakarya’yı ne Dumlupınar’ı unutmadı. Daha yüreğimizin sızısı dinmedi. Analarımızın gözyaşları kurumadı. FETÖ ve arkasındaki karanlık güçler şunu bilmelidir ki; milletimi bölemeyeceksiniz, bayrağımızı gönderden indiremeyeceksiniz, ezanlarımızı susturamayacaksınız.” diye konuştu.

“Karanlık güçlerle birlikte domino taşı etkisi yapmak istediler.”

Panelin moderatörlüğünü üstlenen Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Turan Gökçe, Türkiye’nin 15 Temmuz’da asra bedel bir direniş örneği sergilediğini vurguladı. Ömer Halis Demir gibi kahramanların, saniyeler sonrası öleceklerini bile bile vatan için kendilerini namluların önüne atmaktan çekinmeyerek bir kurtuluş destanı yazdıklarını kaydeden Prof.Dr. Gökçe, “Milletimiz öleceksek bugün ölelim, yoksa yaşamayalım, parolasıyla istiklal ve istikbal mücadelesi verdi. FETÖ yeni çıkan bir örgüt değil, 40 yıllık bir mazisi var. Arkasındaki karanlık güçlerle bir domino taşı etkisi yapmak istediler. Darbedeki yıkımlarının ardındaki sürece baktığımızda ülkemizdeki üzerindeki baskıların arttığını görmekteyiz.” dedi.

“İşgal girişimini milletçe püskürttük.”

Giresun Milletvekili Cemal Öztürk, Türkiye’nin birçok darbeye maruz kaldığını ama 15 Temmuz’un darbeden de öte bir işgal girişimi olduğunu söyledi. Öztürk, meclisin hemen arkasındaki evinden şahit olduğu darbe gecesinde yaşadıklarını aktardı:

“Mecliste gece yarısı biten görüşmelerin yorgunluğu üzerimdeydi. 19.30 gibi meclisin hemen arkasındaki evime geçtim. Havada da kasvet var. Bir anda evimin üstünden savaş uçağı geçti. Bir, iki, üç derken; ilk başta 30 Ağustos için hazırlık yapıyorlardır diye düşündüm. Balkona çıktım. Savaş uçakları, Çankaya üzerinden indi, sonra Mamak tarafından büyük bir uçak geçti. Sonradan öğrendiğimizde tanker uçağıymış. TV’de alt yazıda bir şey yok. Üstümüzde uçaklar dönüyor. Büyük bir saldırı ihbarı alındığını, savaş uçaklarımızın meclisi koruyacağını düşündüm. Aklınıza gelmiyor ki; kendi F16’larınız sizi bombalayacak. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Özel Kalemde çalışan yakınım ile görüşürken darbe olduğunu, askerlerin binayı bastığını aktardı. Hemen meclise doğru çıktım. Meclisin girişinde helikopter üzerimize füze attı. İçeri giremedim. TBMM’ye Genelkurmay’a atılan bombaları sivillere açılan atışları gördüm. Düşman askerine bile böyle zalimce saldırılamaz. Başta Cumhurbaşkanımız, milletimiz, hükümetimiz, muhalefet, iktidar direnerek bu hain işgal hareketini püskürttük. Gecenin 3’ünde planlarını ortaya koysalardı yüzbinlerimiz şehit olurdu. Ama yine onları püskürtürdük. Mecliste siyasi tartışmalarımız olur, kavga ederiz ama vatanımız söz konusu olunca tek yürek oluruz”

“FETÖ, batının oryantalist bir projesi.”

Diğer panelist İKÇÜ Rektör Yardımcısı ve İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Saffet Köse, FETÖ’nün dışa takiyeci, içe karşı da gizemli bir din olgusu sergilediğini belirtti. Prof.Dr Köse, örgütün her kesime şirin gözüken bir imaj çizerek insanları tuzağa düşürdüğünü vurguladı. Köse, “Laik kesime karşı ılımlı İslam algısıyla vitrine çıkıyor. Altan kardeşler vs. ile programlar yapıyorlar. Diğer dinlere, dinler arası diyalogla, Müslüman olmasa da ehli kitaptan olan insanların cennete girebileceği tartışmalarını ortaya çıkartıyorlar. Yurtdışında okunan ezanlarda, "Eşhedu En La İlâhe İllâllah” deyip ‘Muhammedün Resulullah’ ifadesini kaldırıyorlar. Söylemleri takiyenin tam karşılığı. Bu örgütü FETÖ’nün rüya üzerinden insanları yönettiği gibi basit çözümlemelerle irdeleyemeyiz. Sınav sorularını çalan, adam öldüren, hırsızlık yapan sapkın bir inanç sistemi. Bunun temelinde cehalet var. İnsanlara sağlıklı bir din eğitimi vermezseniz bu tür yapılar her zaman olur. FETÖ bir oryantalist projeydi. Arkasındaki karanlık güçler FETÖ’den ümidi kestiklerinde, işlerinin bittiğini anladıklarında başka planlarını devreye sokacaklardır.” dedi.

“Batı emperyalizminin bağımsızlığımıza karşı açtığı bir savaş”

Örgüt yapısıyla ilgili çözümlemelerde bulunan İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç.Dr. Selçuk Türkyılmaz, FETÖ oluşumunu, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıkan travmanın tetiklediğini söyledi. Türkyılmaz, “Osmanlı İmparatorluğu Birinci Dünya Savaşı’nda mağlup oldu. Yerine Cumhuriyetimizi kurduk. Ama muazzam bir mağlubiyet aldık. Batı dışındaki tüm devletlerin de mağlup olduğunu görebiliriz. Çünkü son kale Osmanlıydı. Bizim medeniyetimiz tarih dışına itildi. Yaşanılan mağlubiyetlerin zihnimizde oluşturduğu travmalarla batıya yaklaştık. Batılılaşma batının üstünlüğü kavramını zihinlere taşıdı. FETÖ ve benzer grupların da coğrafyasına nasıl ihanet ettiklerini bu açıyla anlamlandırabiliriz.” diye konuştu.

90’larda tüm dünyada gladyonun çözüldüğünü ancak Türkiye’deki gladyonun çözümlenemediğini belirten Türkyılmaz, “Bu süreçte insan kaynakları ve düşünce malzemesini içimize organize ederek sızdılar. Sürecin ticari ve sanayi boyutu da var, bu çok yönlü bir kuşatmaydı. Örneğin 80’lerde gençler başörtüsü yasaklarını protesto etti. FETÖ o ana kadar herhangi bir cami konuşması yapmadı. Bu hain 1988’de Hisar Camisinde ortaya çıkıyor. ‘Beyazıt’taki Başörtülü kızların eylemelerde örtüsünü kaldırırsanız altından sakallı erkekler çıkar’ diyor. Bunu nereye koyalım? 91 Körfez Savaşı döneminde İslam medeniyeti eserleri açısından ABD güçleri tarafından önemli bir katliam yapılıyor. Yine o zamana kadar FETÖ’yü görmüyoruz. Ne zaman Saddam Tel-Aviv’e füze attı, çıktı, dedi ki; ‘Ben her gece Yahudi İsrailli çocuklar için gözyaşı döküyorum. ‘ Bu konuşmasıyla Yahudi sermayesine göz kırptığını görüyoruz. 28 Şubat sürecinin bir numarası bana göre Fethullah Gülen’dir. Ülkemiz ekonomik krizle mal varlığını çoğunu kaybetti. Bir uçurumun kenarına gelindi. 2007’de FETÖ’cülerin milli iradeye karşı ABD’lilerle Ergenekon sürecini manipüle etti. Dershaneler, Gezi, 17- 25 Aralık, MİT tırları hadiselerinde sürekli köşeye sıkıştılar. Yaşanan tüm hadiseleri Batı emperyalizminin bağımsızlığımıza karşı açtığı bir savaş olarak görmeliyiz” şeklinde konuştu.

Etkinlik, İKÇÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcısı  Doç. Dr. Fikri Salman’ın koordinatörlüğünde açılan “Fotoğraflarla 15 Temmuz” konulu serginin gezilmesi ile son buldu.