"İzmir'e katkıda bulunmak onur verici"

// Nihal Işık

Ayda bir gazetemizde “konuk yazar” olarak yazılarını da okuduğunuz, gazetemize katkısıyla değer katan siyaset bilimci, yazar, şimdilerde İZDENİZ Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yapan M. Ayhan Kara ile ilginizi çekeceğini düşündüğümüz bir ufuk turu yaptık. İşte sorularımız ve Kara’nın yanıtları…

YEREL YÖNETİMLER HEP İLGİ ALANIMDA OLDU

Sizi 2010-2015 yılları arasında önceki CHP Genel Başkan Yardımcısı, E. Büyükelçi Osman Korutürk’ün TBMM Danışmanı olarak tanıyoruz. CHP’nin dış politikasına çalışan bir isimken şimdi İzmir’desiniz ve değişik bir alanda, yerel yönetim alanında yoğunlaştınız. Bu değişikliğin nedeni nedir?

- Evet, 2010’da Sayın Korutürk, CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu tarafından göreve davet edildikten sonra 2011 Haziran’ında İstanbul milletvekili seçildi. Biz de seçim öncesinden başlayarak birlikte çalışmaya başladık ve 24. dönem boyunca birlikte çalıştık. Sayın Loğoğlu ve ekibiyle de birlikte çok değerli, koordineli bir çalışma ile sanırım 24. dönemde ekip olarak iz bırakan bir dış politika ve yurtdışı örgütler çalışması ortaya koyduk. Bu arada, halen de Sayın Korutürk’le çalışmamız fahri olarak sürüyor. Kendisi geçtiğimiz yıl oluşturulan ve çalışmalarını Sayın Kılıçdaroğlu başkanlığında sürdüren CHP Dış Politika Danışma Kurulu Üyesi. Bu kurul üzerinden dış politika çalışmalarımızı sürdürüyor, zaman zaman da bu alandaki makale ve katıldığımız programlarla katkılarımızı sunmaya çalışıyoruz.

Yerel yönetim alanına gelince… Eğitimim siyasal bilgiler… Siyaset ve Yönetim bölümünde okudum ve uluslararası ilişkiler ve Türk Dış Politikası yanında sosyoloji alanında yüksek lisans dersleri aldım. Gerek lisans gerekse y. lisansta alanında çok yetkin hocaların öğrencisi oldum. Siyasal bilgilerde Mahalli İdareler dersine de ilgi duyardım. Hocamız Prof. Halil Nadaroğlu’ndan çok şey öğrendik. Daha sonra siyasetin de içindeki birisi olarak iç ve dış politika gibi hep yerel yönetimler alanını da ilgiyle izledim, bu alana görüş ve önerilerimi sundum. 2009’da ise parti örgütünün, ilçe ve il başkanımızın davetiyle o zaman çalıştığım Cumhuriyet gazetesinden ayrılarak Şişli’de adaylık çalışması yürüttüm ancak bu hikaye çok uzundur, kısmet olmadı diyelim. Aday olmayınca, bunun üzerine gelen bir öneriyle CHP’nin Silivri ve Antalya-Kepez yerel seçim kampanyasının komitesinde, çekirdek ekibinde “içerik editörü” olarak yer aldım. Silivri’yi AK Parti’den aldık, keza Antalya Büyükşehir ve Döşemealtı ilçesini de Kepez’deki makası büyük ölçüde kapatıp yüzde 24’ten 4,5’a indirince o sayede AK Parti’den aldık. Bu kampanyaları tabii eş zamanlı olarak sürdürdük. Kampanyaya çağrılma nedenim ise yerel yönetim alanını ve CHP’yi iyi tanımam yanında iletişim-tanıtım alanında uzun süre önemli bir firmada toz yutmuş olmam, yöneticilik yapmamdı.

İzmir’le bağlarım öteden beri güçlüdür eşim İzmirli olduğu ve yıllardır bir ayağım İzmir’de olduğu için. Bir sağlık sorunu nedeniyle beş yıldır temelli buradayız artık.  İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer’le de 2010’dan itibaren diyalogumuz vardır. O da başkan seçildikten bir süre sonra bulunduğum görevi tevdi ederek İzmir için çalışma fırsatı verdi. Çok onur verici bir görev ve İzmir’e katkıda bulunmaktan da çok haz aldığımı söylemeliyim.

İZMİR MARİNA, KENTİN YENİ CAZİBE MERKEZİ OLACAK

İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı şirketlerden İZDENİZ’deki göreviniz ile ilgili bilgi verir misiniz?

- İZDENİZ, İzmir’in entegre toplu ulaşımında çok önemli bir misyon taşıyor. İZDENİZ’de Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yapıyorum. Kuruldaki isimler olarak yönetim kurulu başkanımız Hakan Erşen ile genel müdürümüz Ümit Yılmaz ve çalışma arkadaşlarına azami destek vermeye çalışıyoruz. İZDENİZ, son dönemde çok güzel bir çalışma iklimi ve ivme yakaladı. Geçmiş yıllarda farklı sektörel alanlarda birkaç önemli şirkette de yönetici görevler üstlendiğim için şirket hayatı yabancı olmadığım bir ortam. Ayrıca elimizden gelen, birikimlerimizin olduğu başka alanlarda da 7/24 İzmir için çalışmaya gayret ediyoruz.

Uzun bir süredir atıl durumdaki Üçkuyular’daki marina İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından İZDENİZ bünyesine kazandırıldı ve İzmir Marina ismini aldı. İzmir Marina’nın, marina özelliğinin dışında kente nasıl katkısı olacak?

- Evet, geçtiğimiz haziranda İzmir Büyükşehir, Üçkuyular’daki TSKGV’ye ait marinayı da kiralayarak İZDENİZ’in işletmesine verdi. İzmir Marina ile İzmir, yeni bir cazibe merkezi kazanıyor diyebilirim.. 60 yat kapasiteli bir marina işletmesi, deniz araçlarının bakım ve onarımı için bir çekek alanı, arka taraflardaki çocukları deniz sporlarıyla buluşturacak bir yelken tesisi ile yüzme havuzu (Deniz Eğitim Merkezi’ni İzmir Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Daire Başkanlığı çalıştıracak) yanında İzmir Marina’da üç adet de Grand Plaza A.Ş.’nin işleteceği sosyal ünite olacak. İZDENİZ ve Büyükşehir Deniz Ulaşım Şube ofisleri de burada. İzmir’in kent içinde ama kent dışındaymış gibi hissettirecek böyle bir tesise ihtiyacı çoktu. Bu da Tunç Başkan’ın vizyonunu ortaya koyuyor.

Badireleri “Dirençli Kent” Olarak Atlatan İzmir’in Geleceği Parlak

İzmirlinin deniz ile ilişkisi sizce nasıl? Hala denizi görmeyenlerin olduğunu biliyor, zaman zaman deniz ile buluşma haberlerine yer veriyoruz. Sizce bu ilişkiyi artırmak için, daha çok deniz ulaşımını kullanmak için ne yapılmalı?

- İzmir bir deniz kenti. Körfez etrafında kurulan, serpilip gelişen bir kent. Fakat maalesef geçmiş zamanlarda farkında olmadan Körfez’i kirletmişiz. Şimdi denizi temizlemek, kıyıları dinlenme ve deniz havası alınacak yerler haline getirmek için uğraşıyoruz. İzmirlilerin deniz ulaşımından yararlanmasını arttırmak için yeni iskeleler hayal ediyor, orta ve dış Körfez’e, Güzelbahçe, Urla, Foça, Mordoğan’a yaz seferleri koyuyoruz. Artık sayısı beşe çıkan araba vapurlarımız pik saatlerde 15 dakikada bir, normal saatlerde bir 20 dakikada bir sefer yapıyor. Pandemi öncesinde baykuş seferleri de başlamıştı, inşallah pandemi sonrasında devam edecek. Bütün bu adımların sonucunda taşıdığımız araç ve yolcu sayısı sürekli artıyor.

Tunç Başkan’ın “yüzülebilir körfez” hayali için de adımlar atılıyor. 377 km’lik yağmur suyu ve pis su ayrıştırma projesi ile bir süre sonra denize pis su akmayacak ve denizin kendi kendini temizleme özelliği de söz konusu olduğu için umuyoruz ki Körfez üç yıl gibi bir zaman zarfında yüzülebilecek su kalitesine erişecek.

Belediyecilik konusunda iyi bir gözlemci olarak “şu da olmalı İzmir’de” dediğiniz, hayal ettiğiniz bir proje var mı?

- İzmir için çok şey hayal ediyorum. En başta tarım ve hayvancılıkta kendi havzasından güvenli gıdaya erişen, beslenen bir İzmir… Dünyanın her yanından turistlerle dolup taşan, caddelerinde, sokaklarında rengarenk insanların dolaştığı bir İzmir… Tertemiz, pırıl pırıl, bu kentte yaşayanların meydanları, cadde ve sokakları, park ve kıyıları kendi oturma odası gibi gördüğü, bulvarlarındaki, ana caddelerindeki bakımlı binalara bakmaya doyulamayan bir İzmir… Yerinde ve hakça kentsel dönüşümünü başaran, 1940’lardan, 50’lerden, 60’lardan kalma yapılarından kurtulan, depreme dayanıklı bir İzmir… İzmir’in direksiyonu hayallerimin gerçekleşeceği vizyona sahip Tunç Başkan’da, onda  bu vizyon var ve başaracağız. Kriz belediyeciliğinin ve dayanışmanın yıldızı İzmir, yaşadığı pandemi yanında orman yangını, deprem, tsunami, sel gibi şanssızlıklarını geride bırakarak, dirençli kent vasfını kazanarak ilerleyecek.