Kuşaktan kuşağa kaptanlık

Tarihi Bergama Vapuru'nun şimdiki kaptanı görevi babasından devralmış bir genç kaptan. Kaptanlık mesleğinin hakkını veren iki kuşak baba ve oğul Özsoy'lar denizde geçen hayatlarını ve İzmir'in deniz tarihini anlattı.

Sizleri tanıyabilir miyiz?
Habil Özsoy: 1974 yılında kurulan Ordu Denizcilik Meslek Lisesi mezunuyum. 1977 yılında İzmir Türkiye Denizcilik İşletmelerinde göreve başladım. 1985 yılına kadar denizde her türlü kademede görev yaptıktan sonra Yakın Yol kaptan ehliyetimi alarak kaptan olarak hayatıma devam ettim.İZDENİZ bünyesinde de 7 sene çalıştıktan sonra 2007 yılında emekli oldum.
Koray Özsoy: 2005 yılında İZDENİZ’de göreve başladım. Çeşitli kademlerde çalıştıktan sonra 2007 yılında usta gemici olarak görev yapmaya başladım. İZDENİZ’de kaptan olarak görevime devam etmekteyim.


 Habil Kaptan Bergama Vapurunu hangi hatlarda kaç yıl kullandınız? Bergama Vapurunu ve İzmir için önemini anlatabilir misiniz?
H.Ö: 1985 yılından itibaren Bergama Vapurunu kullanmaya başladım ve aralıklı olarak 25 sene kullandım. Yolcu daha yeni gemileri tercih ettiği için Bergama ana hatlarda çok fazla çalıştırılmazdı. Daha çok geziler ve özel davetler için kullanılırdı. O zaman İzmir’de NATO vardı. Amerikan şirketleri Bergama’yı haftanın en az 3 günü kiralar, balolar düzenlerlerdi. Birde yaz aylarında Çakalburnu’ndan dışarı götürürdük Bergama’yı. Hafta sonu yaklaşık 1000 yolcu ile Urla ve Yassıcada’ya giderdik.
Bergama Vapuru İzmir için çok önemli ve tarihi bir vapur. Geminin bugün hala İzmirlilere hizmet veriyor olması da başta rahmetli Ahmet Piriştina olmak üzere tüm Belediye Başkanlarımızın sayesindedir. Bergama Vapuru 1951 yılı Almanya Bremen üretimidir. Bundan 20 yıl önce yine Bergama’da düzenlenen bir etkinliğe gelen Alman konuklar geminin hala hizmet veriyor olmasına inanamamışlardı.

Bugün düzenlediğiniz 65 yaş ve üzeri vatandaşlara ücretsiz geziler sayesinde İzmirliler denizle buluşuyor ve nefes alıyor. Hala özel gezi ve davetler düzenlenmesi, Bergama vapuru ile İzmir Körfezi’ni yaşaması gelen konuklarda çok önemli anılar bırakıyor.

Daha önce Bergama’nın sefer yolcusu olan İzmirlilerde çok mutlu Bergama’nın çalışıyor olmasından. Hatta bazıları Bergama’yı görünce kaptanım siz neredesiniz?  diye soruyor. Artık oğlum kullanıyor diyorum.


Bergama Vapurunda yaşamış olduğunuz ve sizi etkileyen bir anınızı okuyucularımız ile paylaşır mısınız?
H.Ö:  Bir gün Bergama Vapuru’nda 14.40 Konak – Karşıyaka seferine çıkacağım. Erkenden Konak iskeleye yanaştık. Yolcular yavaş yavaş biniyor. Ben de kalkışa daha var diye yolcu salonunda bir koltuğa oturdum geminin dolmasını bekliyorum. Gemiye fötr şapkalı bir adam bindi. Kovboylara benziyor. Gemi bomboş ama geldi tam benim karşımda ayakta duruyor ve sürekli bana bakıyor. Sonra ben hareket etmek üzere köşke çıktım. Meraktan öleceğim. Karşıyaka’ya yanaştıktan sonra bizim ocakçıyı çağırdım. O zaman ocakçılar bütün yolcuları tanırlar. Ocakçı kovboyu soracaksın dedi. Lakabı da kovboymuş gerçekten. “Kaptanım boşuna üzülme sana bir garezi yok Kovboy’un. Sen sadece onun yerine oturmuştun. Kalkmanı bekliyordu. Sen dümene geçince oda yerine oturdu. Her zamanki limonlu çayını içti, rahatladı” dedi.

O zaman anladım Bergama Vapurunun İzmirliler için ayrı bir yeri olduğunu, yolcularının ona çok bağlı olduğunu…

İZDENİZ’in yeni yolcu gemilerini ve araba vapurlarını nasıl buluyorsunuz?
H.Ö: Yıllarca tek makineli, donanımları eksik gemileri kullanan emekli bir kaptan olarak hem katamaranları hem de yeni araba vapurlarını çok beğeniyorum.
Katamaranlar manevra kabiliyeti yüksek ve yolcuların can güvenliğini sağlayan emniyetli gemiler olması nedeni ile günümüz yolcu taşımacılığına çok uygun. Eğitimli personel ile yolculara çok hızlı hizmet sunuyor.

Yolcularımız güvertesinde oturup çay içeceği ve martılara gevrek atacağı eski gemileri özlüyor ancak asıl sunulan hizmet ulaşım. Bunu ayırt etmek lazım. Eleştirenlere güzel anlatmak lazım,  bu kişisel bir konu değil kentin gelişim meselesi.

Araba vapurlarına gelince; İzmir’e ilk 1993 yılında araba vapuru geldi. “ Salacak” ve “ Esenköy” . Gemiler eski ve bakımsız. Bir gün Esenköy seferde arıza yapınca tam 2 saat kaldık Körfez’in ortasında yolcular ile birlikte. Çok şikayet aldık yolculardan. Bir tek geminin kahvecisi memnundu halinden,  arıza yapınca çok satış yaptığı için.

Şimdi harika bir araba vapuru filosu mevcut. Hepsi tam otomatik, hızlı. Ama en güzeli sefer sıklığı. Müthiş bir hizmet.

İZDENİZ’de çalışmak ve babanızla yıllar sonra aynı gemiyi kullanmak nasıl bir duygu?
K.Ö: Tam 17 senedir çalışıyorum ve İZDENİZ benim ikinci ailem oldu. Yolcularımıza hizmet etmek için benimseyerek, özenerek ve kendi iş yerimmiş gibi çalışıyorum. Çocukken dümeninde durup fotoğraf çekildiğim gemide kaptanlık yapmak müthiş bir duygu.

Çocukken çok gelirdim babamın yanına. Tüm yaşanmışlıklar ve anılar geliyor gözümün önüne geliyor her seferde. Bergama Vapurunun eski sistemi yok, restorasyonlar sırasında tüm makineler yenilendi. Ama hala kullanmak çok keyif veriyor.

Babanızın mesleğini devam ettirme kararını nasıl aldınız? Kaptan olmanızda babanızın rolü ve size hissettirdikleri nelerdi?
K.Ö: Çocukken annem evde istemezdi babama giderdim koşa koşa. Aslında babamda çalışırken beni istemezdi ama ben inatla gidince yapacak bir şey yok.

Bir gün annem evde temizlik yapacak diye beni babamın yanına gönderdi. Konaktan kalkacaktı babam yetişemedim. Gemiyi yakalayacağım diye pasaport iskelesine koşturdum ve yetiştim. Ve bindim. O zamandan babama yetişeceğim belliymiş.

Hep babamın arkasında durup onu izlerdim. Onu üniformaları içinde görmek, sevileni saygı gösterilen biri olması onu örnek almama neden oldu.  Nasıl dümen tutuyor, nasıl manevra yapıyor, nasıl gaz veriyor, nasıl gaz kolunu çekiyor diye takip ederdim. Bergama Vapuru’na aşinalığım çok o yüzden.

Sizin hisleriniz ne oldu?
H.Ö:  Çok gurur duydum. Bu konuda Koray’a hiç baskı yapmadım. Aslında kızım kaptan olsun çok istemiştim. O zaman yüksekokul yok, denizcilik meslek lisesine gidecekti. Ama o sağlıkçı olmayı tercih etti.  Sonra Koray İZDENİZ’de işe başladı. Yakın yol kaptanlık ehliyetini kendi isteği ile aldı ve kaptan oldu.  Çocukken oyun oynadığı Bergama Vapurunun kaptanı oldu. Denizcilikte kendi kendini yetişirdi. Ben iyi bir kaptan olduğunu düşünüyorum. Umarım amirleri de öyle düşünüyordur.

Sizin çocuğunuz var mı? Sizde onun kaptan olmasını önerir misiniz?
K.Ö: 9 yaşında oğlum ve 5 yaşında kızım var. Benim gibi hevesli olurlarsa neden olmasın. Çok isterim. Ama zamanında babamın yaptığı gibi baskı yapmam. Kendi istediklerini yapsınlar isterim.
Bizim çocukluğumuzdaki hayat şartları yok şimdi. Çocuklarım benim babamın yanına gelip gittiğim gibi gelemiyor.  Ben kendim gelir giderdim. Gemileri benim kadar yaşayamıyorlar. Ama denizle ilgilenirlerse çok mutlu olurum.

Emekli bir kaptan olarak Denizcilik adına söylemek istedikleriniz var mıdır?
H.Ö: İZDENİZ, İzmir – Midilli seferlerine başlayacakmış. Haberi duyunca çok heyecanlandım ve mutlu oldum. Birde benim zamanımda Posta Gemileri vardı. Şehirlerarası vapurlar. Filmlere bile konu olmuştu. İzmir – İstanbul, İstanbul – Karadeniz, İstanbul – Ayvalık, Antalya gibi. Sonra kaldırıldı. Hem kaptanlar için deneyim kazandıkları hem de yolcular için çok keyifli yolculuklardı. Umarım bir gün tekrar başlar. Bizde seferlere kaptan olarak değil yolcu olarak katılırız. 

 

Not:  İlk olarak MAVİ KITA'nın Ocak-Şubat-Mart 2022 sayısında yayınlanmıştır.