'Örnek oda olacağız'

İzmir Lokantacılar ve Gazinocular Esnaf Odası'nda mevcut yönetimin olağanüstü kongre kararı almasıyla 2014'ten bu yana oda başkanlığına aday olduğunu açıklayan Doğan Kılıç, aktif şekilde çalışmalarına başladı. Kılıç, 'Çalışmalarımızla örnek gösterilen oda olacağız' diyerek iddiasını ortaya koyarken 40 yıllık meslek deneyimi, 8 yıllık oda yöneticiliği ve çeşitli STK yöneticilikleri deneyimi ile lokantacı esnafına nefes aldıracak projeler geliştiriyor.

İzmir Lokantacılar ve Gazinocular Esnaf Odası Başkan Adayı Doğan Kılıç’ın mesleğe olan bağı bulaşıkçılıktan garsonluğa, ustalıktan lokanta işletmeciliğine uzanan tam 40 yıllık bir meslek aşkı. Hem mesleki hem de 8 yıllık oda yönetimi deneyimini şimdilerde başkanlık yarışı için kullanan Doğan Kılıç, “Bugüne kadar alışılmamış bir oda yönetimi ile İzmir’e ve Türkiye’ye örnek olacağız” diyerek iddiasını ortaya koyuyor. 32 yıllık oda üyeliğinin ve 8 yıllık yöneticiliğinin verdiği tecrübe ile bunu başarmanın püf noktasının ise ‘üye ile doğru diyalog, üyenin yanında olma’ olduğunu vurguluyor.

Başkan adayı Doğan Kılıç’ın sivil toplum kuruluşu deneyimi de azımsanmayacak düzeyde. Konfederasyon başkan yardımcılığı, federasyon başkanlığı, spor kulübü yöneticiliği, kefalet kooperatifi yönetim kurulu üyeliği yapıyor. Bu STK deneyimlerinin de verdiği güçle koltukta oturmayan, üye sorun getirecek diye üyeden korkmayan, ortak akılla ve üyenin çıkarının her şeyden üstün olduğu bir yönetim anlayışıyla odayı yönetmeye aday olduğunu anlatan Kılıç’ın İzmir’in lokantacılarına maddi- manevi nefes aldıracak çok önemli projeleri var. Kılıç ile hem mesleğin sorunlarını hem de yönetime neden aday olduğunu konuştuk.

Lokantacılık serüveniniz nasıl başladı, bize kendinizi tanıtır mısınız?

D. KILIÇ: 85 yılından bu yana İzmir’in Zeytinlik semtinde Kısmet Lokantası’nı işletiyorum. İşin mutfağından geliyorum. Bulaşıkçılığını, garsonluğunu, komiliğini, kalfalığını, ustalığını yaptım. 32 yıldır burada esnafım. 2005 yılında da Lokantacılar Odasının yönetimine girdim. 2013 yılına kadar başkan yardımcılığı yaptım odada. Sonra istifa ettim ve 2014’te adaylığımı açıkladım. 3 yıldır çalışıyoruz. Sivil toplum kuruluşlarının içindeyim ben zaten. İzmir’de 24 federasyonun oluşturduğu konfederasyonun başkan yardımcısıyım. Kars, Ardağan, Iğdır Dernekleri Federasyonu’nun başkanlığını yapıyorum. İzmir Kamyon ve Kamyonetçiler Odasının Kefelat Kooperatifinin yönetim kurulu üyesiyim. Ülküspor Kulübü’nde yöneticilik yapıyorum.

İzmir Lokantacılar Odası başkan adaylığı yoluna çıkma nedeniniz de deneyimleriniz mi? Deneyim neden önemli sizce?

D. KILIÇ: Bilmediğin bir işte, anlamadığın bir meslekte yöneticilik yapamazsın. Benim lokantacılar odasında 8 yıllık yöneticilik deneyimim var. Odanın 32 yıllık kayıtlı üyesiyim. Gücümüzü ne maddi ne de şöhret anlamında konuşuyoruz, biz gücümüzü esnafımızdan alıyoruz. Bu güç ve sevgi ile bu yola çıktık. Bir adayın 2 yıllık deneyimi var, mevcut başkan mesleği bilmez, babasının adıyla övünür ama babasının adını taşıyan İsmet Usta markasını sattı, tarihe geçmiş babasının ismini kullanamıyor, Yenice lokantası ismini kullanıyor. Bilgimizi, birikimimizi üyelerimize aktarmak için onlardan aldığımız güçle, destekle bu yola çıktık. Paranın gücü değil üyenin gücü bizi taşıyacak. Ortak akılla odayı yöneteceğiz. Üyelerimize eksiğimizi de, yapmamız gerekeni de, bizden istediklerini de soracağız. Ona göre yapacağımız etkinlikler, aktiviteler, yerelde genelde onların menfaatleri adına ne yapmamız gerekiyorsa ortak akılla birlikte karar vereceğiz.

Oda seçimleri için takvim nasıl işliyor. Şu anda normal olağan süreçte mi ilerleyecek seçim takvimi?

D. KILIÇ: İzmir’de 129 tane oda var. Bunların hepsinin kongre tarihi 2018’in Ocak, Şubat, Mart aylarıdır. Bir gün sabah kalktık ki mevcut başkan, yönetim kurulu kararı ile olağanüstü kongre kararı almış. Ankara’ya gidip Esnaf Sanatkarlar Odalar Birliği’ni muhatap almayıp oraya gitmeden Bakanlığa gitmiş ve ben olağanüstü kongre yapacağım demiş. Oysa geçerli sebepler oluşmadan olağanüstü kongre kararı alınamaz. Adı üstünde olağanüstü kongre… Ama bize geçerli bir gerekçe sunulmadan bu karar alınmış. Mevcut başkan Aykut Yenice bizim aday olduğumuzu biliyor. Biz 1 yıl beklerken bir baskın seçimle bu seçimi alayım, 2018 seçimine rahat gideyim mantığı da olabilir. Bizim çalışmalarımızın önüne geçerek olağan kongreyi kazasız belasız atlatayım havası da olabilir. 12 Şubat’ta olağanüstü kongre var denildi ama Şubat’ın sonu geldi hala ne kongre yapıldı ne de ertelendi açıklaması. Belirsiz bir süreç…

Bu belirsizliğin nedeni ne olabilir sizce?

D. KILIÇ: Odaya kayıtlı 279 üyenin nace kodları tutmuyor. Bakanlıktan mevcut yönetime İzmir Esnaf Sanatkarlar Odaları Birliği esnaf sicilinde bu 279 üyenin nace kodlarını eşleştir deniyor. Esnaf sicilde ise nace kodlarının dışında işin başka bir boyutu çıkıyor. 250 tane üyenin vergi kaydı kapalı ama oda kaydı açık. Yasa gereği bakanlık iş yerini kapatan esnafın 6 ay içinde vergi kaydını düşürür. Esnaf sanatkarlardan bu 250 üyenin oda kaydının silinmesi gerektiği söyleniyor. Mevcut başkan bu 250 kişiyi hazırda bekleyen potansiyel oy olarak gördüğü ve değerlendirdiği için kaydını silmiyor. Gel oyunu kullan sonra ben senin kaydını silerim, odaya aidat borcun varsa onu da bir şekilde hallederiz diyor. Esnaf Sanatkarlar odasına bu üyelerin kaydı silinmezse siz de bunun altında ezilirsiniz, gerekirse dava ederiz sizi de dedik. Bu olay su yüzüne çıkınca geri adım atmış olabilir. Amaçları bu 250 kişinin oyu, 150 civarı da kendisine oy verecek üye var. Bunlarla olağanüstü kongreyi alıp, 2018 kongresine güçlü girmek.

Bu olağanüstü seçime gidilecek olursa maliyeti nedir? Üyelere bir açıklama yapılıyor mu bu konuda?

D. KILIÇ: Baskın seçimle neyi kaçıracaksın. Bir kongrenin maliyeti 30-40 bin lira. 10 ay sonra bir kongre daha var. Esnafın parasıyla 10 ay içinde odayı neden 40 bin lira zarara uğratıyorsun? Üyelerden aidat parasını almak için icraya veriyorsun, odanın avukatı sırf üyeleri icraya vermek için var. Biz hiçbir aktif üyeyi hiçbir zaman icraya vermeyeceğiz. Odanın tek değil 2-3 avukatı olacak, onlar da üyenin işini yapmak için olacak. 3 bin üyenin yüzde 10’unun sorunu olsa, 300 kişinin sorunu var demektir. Oda avukatları işte bu üyelerimizin sorunuyla ilgilenecek.

Ben lokantacılar odasına üyeyim ve ben lokantacılar odasına hesap sorarım. Ben de başkan olsam 3 bine yakın üyenin bana hesap sormaları hakları. Ama mevcut başkana bir hesap sormaya kalktığın zaman bana hesap soramazsın diye bas bas bağırıyor. Ne demek soramazsın. Ben aidatımı veriyorsam, sen benim üst kuruluşumsan ve hizmet almıyorsam hesap sorarım. Biz hesap soran bir üye sistemi yaratacağız. Üye gelecek odasına sahip çıkacak, sorgulayacak ve bizi yargılayacak. Yanlışlarımızı görecek ve bize söyleyecek.

Takvim olağan gitse de gitmese de siz çalışmalara başlamış görünüyorsunuz. Neler yapıyorsunuz, üyeler nasıl karşılıyor sizi?

D. KILIÇ: Üye ziyaretleri yapıyorum. Üye bizi görünce önce bir şaşırıyor. ‘Niye şaşırdın’ diyorum. ‘Ben başkanı tanımıyorum ki zaten’ diyor. Hiç görmemiş… 11 yıldır odanın üyesi ama başkan şu televizyon kanalında çıkacak diye mesaj gelirse televizyonda görüyorum yüz yüze görmüşlüğüm yok diyor. Bizi görünce mutlu oluyor. Seçim varsa sen ziyaretime geldin oyum senin diyor. Garip bir süreç tabi ki üye için de. Mevcut başkan olağanüstü kongre kararı alıyor, adaylar çalışıyor, üyelere gidiyoruz, üyeyi meşgul ediyoruz. Çık bir basın açıklaması yap diye feryat ediyoruz. Bu kongre kararını niye aldın, takvimin ne bunları açıkla. Şubat bitiyor hala ne kongre yapıldı ne de bir açıklama var. Bu belirsizlikle, sen çalışmana devam et mantığıyla süreç yürümez ki. Ben aday oldum diye suç mu işledim. Artık Lokantacılar odasının başkanı değişmeli. Mevcut Başkan Aykut Yenice bu teşkilattaki yıllanmış başkanlar 3T ile gider derdi. Başkana 3T’nin açılımını sorduğumda tekme, tokat, tabut demişti. Biz bu eski başkanları inşallah üyemizden aldığımız deste ve güçle değiştireceğiz.

Üye sizi niye seçsin? Nedir en iddialı olduğunuz yönetim anlayışı?

D. KILIÇ: Üyenin sorununu çözmek için varız. Üye senin yetkini, görevini bilirse sana sorunuyla birlikte başvurur ve çözüm için adım attığını bilir. Biz üyenin kayıt olduğu günün ertesi günü üyeyi ziyaret edeceğiz. Senin ne sorunun varsa bana geleceksin diyeceğiz. Odalar yarı kamu kurumu statüsündedir. Belediyede, kaymakamlıkta nerede sorunu varsa biz gideceğiz. Odalar kendilerini üyeden saklıyor. Bir tane sorunlu üye gelirse diye bakılıyor olaya. Ama aidatını almak için avukatını gönderiyor. Üyeden korkuyorlar ya iki tane sorunlu üye gelirse diye… Oda yönetimine çöreklenme mantığını sileceğiz.

Sahada olma konusunda iddialısınız. Bunu açarsak nasıl bir sistem uygulayacaksınız?

D. KILIÇ: Koltukta makamda oturan bir başkan olmayacağım. Sahada, 7-24 saat üyenin yanında olan bir başkan olacağım. Bunu lafta söylemiyorum. Üyelerimize şunu söylüyorum, 4 yıllığına vereceksin oyunu eğer vaatlerimizi yapmazsak bize de güle güle diyeceksin. Seçen onlar, her zaman onların yanında olacağım, emniyette, belediyede birlikle sorunu varsa her nerde sorunu varsa yanında olacağım.

İlk projeniz ne olacak? Esnafı maddi anlamda rahatlatacak bir proje mi?

D. KILIÇ: İzmir’de en çok üyesi olan, 11 yönetim kurulu üyeli güçlü bir odayız ama esnafımızın kredi talebini karşılayacak kefalet kooperatifimiz yok. İzmir lokantacılar odasının kefalet kooperatifini kuracağız. 3 bin tane üyemiz var ve kredi almayı düşünen esnafımız çok ama maalesef odanın kefalet kooperatifi olmadığından başka bir esnaf kefalet kooperatifine yönlendiriliyor. Üyemiz gönderdiğimiz yerden alamıyor, çünkü gönderdiğimiz kooperatifin önceliği kendi üyeleri. Bizim ilk işimiz esnaf kefalet kooperatifini kurmak olacak. Üyemize ne gerekiyorsa biz onun kefaleti olacağız. Düşük faizli krediler kullandıracağız.

Lezzete hitap eden bir oda olarak Ege mutfağı ile ilgili de projeniz var mı peki?

D. KILIÇ: Ege mutfağını tanıtıcı bir takım projelerimiz var. Esnaf lokantası kalmadı. İzmir’de birkaç tane Girit mutfağı kaldı. Her yerde dönerci, tavukçu, pideci var. Bunlar da olmazsa olmazımız ama Ege mutfağını da yaşatmamız lazım. Öncelikle halkımıza Ege mutfağını anlatacağız. Otlarını, sebzelerini anlatacağız. Eski ustalarımızdan bilgi alacağız, yeni ustalar yetiştireceğiz. Ege mutfağına sahip çıkacağız. Ege mutfağı adı altında festivaller düzenleyeceğiz. Ege mutfağını Egelilere ve dışarıdan gelenlere en iyi şekilde tanıtacağız. Yerel yönetimlerle, valiliklerle anlaşarak yeni ustalar yetiştireceğiz. Belediyelerle festivaller düzenleyeceğiz. Kitapçığını çıkartacağız, yemek yarışmaları düzenleyeceğiz.

Sektörün en büyük sıkıntısı nedir? Bununla başa çıkma yönteminiz neler olacak?

D. KILIÇ: En büyük sıkıntımız kayıt dışı. Kayıt dışına hiç müdahale eden yok. Benim kaydım var maliyenin hedefindesin, yanında kayıt dışı çalışan dükkan var onu denetleyen yok. Adam bir boş dükkanı kiralıyor, 3 personelle dükkan açıyor, aşçılık belgesini kiralayarak yapıyor bunu. Ben 18 kalem vergi veriyorum ama kayıt dışı açan amcam bir dükkan parası, aşçı parası, iki garsonla yürütüyor. Ben onunla nasıl rekabet edebilirim? Bunun önüne geçmek için yönetim kurulunda bir komisyon oluşturacağız. Bunları denetleyeceğiz, kayıt altına alarak, esnaf sicile, maliyeye, sigortaya bildireceğiz. Kalitede rekabet yapalım ona varız. Sen 7 liraya mercimek çorbasını veriyorsun adam 5 liraya 5 çeşit yemek veriyor. Karnımı doyurayım mantığıyla yenilen yemekler her türlü hastalığı da beraberinde getiriyor. Bizim meslekteki teröristler dağdakinden daha tehlikeli çünkü halkı zehirliyor. Haksız rekabetle üyelerimiz bireysel uğraşmayacak, biz oda olarak uğraşacağız. Hem esnaf hem de halkımızın sağlığı için bu haksız rekabetin önüne geçeceğiz.

Genel olarak tüm esnafın diğer bir sorunu da çırak eğitimi. Sizin sektörde durum nedir, var mı buna yönelik projeniz?

D. KILIÇ: 78 yılında babam beni lokantaya çırak olarak verdi. Eti senin kemiği benim dedi. 8 sene sonra ben lokanta açtım. Eskiden çırağı alıyorduk, yetiştiriyorduk, usta yapıyorduk, ustadan faydalanıyorduk. Şimdi çırağı bulamıyoruz, bulduğumuzu yetiştiremiyoruz ve faydalanamıyoruz da. Bizlerden sonra belki de kalmayacak bu lezzetler. Bunun için çıraklık eğitim okulunu açacağız, belediyelerle, milli eğitimle, İŞKUR ile, kaymakamlıklarla, valiliğimizle ortak projeler yapacağız. Mesleğimizin sorununu anlatarak onlardan alacağımız destekle çırak sorununu çözeceğiz. İşin pratiğini, görselini anlatarak bu işi sevdirerek başaracağız bunu.

Mevcut yönetimin eksik gördüğünüz yanları neler?

D. KILIÇ: Oda başkanı şeffaf olmalı, oda başkanı yerel ve genel yönetimlerle barışık olmalı, üst kuruluşuyla, esnafıyla barışık olmalı. Mevcut başkanımız kendisini üyenin üstünde, halkın üstünde, belediyelerin üstünde görüyor. Sen İzmir’de lokantacılar oda başkanı olmasan, Türkiye’nin lokantacılar odası federasyon başkanı olamazsın. Seni burada biz seçtik, Ankara’da federasyon başkanı yaptık, esnafın sorunuyla ilgilenesin diye seni federasyon başkanı yaptık; İzmir’e daha çok zaman ayırasın diye federasyon başkanı yaptık. Ama federasyon başkanı olunca başkan bizi unuttu. İzmir’e zaman ayırmıyor ve esnafın sorunuyla ilgilenmiyor.