Zeytin hayattır, zeytinime dokunma

Çevre örgütleri ve aktivistleri Maden Yönetmeliği değişikliğine karşı bir araya gelerek iktidara 'zeytinler katledilmesin' diyerek seslendiler: Unutulmamalıdır ki barışın simgesini yok etmeye çalışanlar kendi savaşları içinde yok olacaktır. Etkinliğe katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 'Hiçbirimiz korkmuyoruz, hayatı savunmaya, doğayı savunmaya devam edeceğiz' dedi.

//E4Haber

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
 tarafından gerçekleştirilen ve Mart başında Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Maden Yönetmeliği değişikliğine karşı tepkiler devam ediyor.

İzmir Güzelbahçe’de 70’e yakın sivil toplum örgütü, ekoloji dernekleri, doğa dernekleri, odalar ve kent konseyleri “Zeytin hayattır, zeytinime dokunma” diyerek “zeytinler katledilmesin” çağrısıyla bir araya geldiler.

‘Zeytinliklerimiz talan projelerine açılmak isteniyor’

Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) ve Çeşme Çevre Platformu çağrısı ile toplanan aktivistler tarafından yapılan basın açıklamasında, “Bölgemiz çiftçilerinin en önemli gelir kaynaklarından olan zeytinciliğe yeni bir darbe daha vurulmak isteniyor! Zeytinliklerimiz enerji ve maden şirketlerinin yağma ve talan projelerine açılmak isteniyor” ifadeleri kullanıldı.

Zeytinlikleri maden faaliyetlerine açan yönetmeliğe karşı yüze yakın yakın yerel yönetim ve sivil toplum kuruluşu Güzelbahçe Yelki'de bir araya gelerek basın açıklaması yaptı. Ege Çevre ve Kültür Platformu’nun (EGEÇEP) çağrısıyla yapılan “Zeytinime Dokunma” toplantısına İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de katıldı.

Açıklamada ayrıca CHP İzmir milletvekilleri Tacettin Bayır ve Özcan Purçu, HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni, Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce, Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin, Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran, Balçova Belediye Başkanı Fatma Çalkaya, Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan, Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, İzmir Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Adnan Oğuz Akyarlı, meclis üyeleri, siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve doğa dostu yurttaşlar da yer aldı.


Soyer: “Doğaya sahip çıkmak hayata sahip çıkmaktır”
Başkan Tunç Soyer konuşmasında belediye başkanları olarak asli görevlerinin doğaya sahip çıkmak olduğunu söyledi. Soyer, “Biz aslında zeytin ağaçlarının sahibi değiliz onlar bize sahip. Binlerce yıldır bu coğrafyada onlar vardı. Biz hepimiz geçip gideceğiz bu topraklardan ama zeytin ağaçlarımız kalmaya devam edecek. Biz zeytin ağaçlarımızı korumak, onlara sahip çıkmak zorundayız. Şunu da biliyoruz ki doğaya sahip çıkmak hayata sahip çıkmaktır. Bu aynı zamanda cesaret gerektirir. Bugün İstiklal Marşı'mızın kabulünün 101. yılı. Bu marş, Kurtuluş Savaşı destanının yaşandığı günlerde ortaya çıkmıştır. Dönemin acılarını, umutlarını içinde taşır ve 'korkma!' diye başlar. Korkmuyoruz! Hiçbirimiz korkmuyoruz. Hayatı savunmaya, doğayı savunmaya devam edeceğiz. Bugün dünyada yaşanan bu büyük savaş, hayatı savunmayanların ödediği bedeldir. Biz savunmaya, doğamızı korumaya, zeytinimize sahip çıkmaya devam edeceğiz. Tek yapmamız gereken birbirimize sahip çıkmak, uyum içinde mücadele etmektir. Çok yakınız. Doğadan yana, hayattan yana bir iktidarı kurmaya ilk defa bu kadar çok yakınız” dedi.

Kenti koruyarak geliştirmek zorundayız
Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce “Benim görevim Güzelbahçe'yi geliştirmek ama temel ilkem koruyarak geliştirmek. Bunun içinde de zeytin varsa, öncelikle doğayı ve zeytini korumamız lazım” diye konuştu.



Güler: “Kendi savaşlarında yok olacaklar”
Sivil toplum kuruluşları adına basın açıklamasını okuyan ve zeytin için mücadeleye devam edeceklerini ifade eden Çeşme Çevre Platformu Sözcüsü Ahmet Güler, “Bizler, bu toprağın sevdalıları olarak zeytinimize,  tarım alanlarımıza,  doğamıza ve yaşam alanlarımıza sahip çıkıyoruz. Yaşadığımız bu doğayı ve toprakları korumak için mücadelemiz omuz omuza artarak devam edecek. Bu saldırılar bitene kadar da her karış toprağımızda bu hainlikleri yapanların karşısında olacağız. Unutulmasın! Barışın simgesini yok etmeye çalışanlar, kendi savaşları içinde yok olacaklar” ifadelerini kullandı.

 “Zeytinime Dokunma” basın açıklaması diğer sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin açıklamaları ile devam etti. Programın sonunda Grup Dostyürek besteledikleri “ağacıma dokunma, zeytinime dokunma” şarkısını seslendirdi.

“1939’da çıkartılan ve zeytinliklerimizi koruyan 3573 Sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun‘u daha önce sekiz kez değiştirmeye çalışan enerji ve maden lobileri, yasayı değiştiremeyince çareyi bu kez Maden Yönetmeliğini değiştirtmekte buldu” şeklinde tepkilerin dile getirildiği basın açıklamasında ise şu sözlere yer verildi:

“01.03.2022 tarih ve 31765 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından hazırlanan “Maden Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile zeytinlikler iktidar tarafından enerji ve maden projelerine, kömüre feda edilmek isteniyor.”

‘İktidar savaş sürerken tarımda talanın yolunu açtı’

Yönetmelik değişikliğinden dört gün sonra, 5 Mart’ta Resmi Gazete’de yayımlanarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından Korunan Alanların Tespit, Tescil Ve Onayına İlişkin Usul Ve Esaslara Dair Yönetmelik’inde yapılan değişikliğe de değinilen açıklamada, bu kararla birlikte Nitelikli Koruma Alanları’nda rüzgar, güneş ve hidroelektrik santrallerinin yapımına izin verilmesine ilişkin olarak da şu ifadeler kullanıldı:

“İktidar, tam da ülkemizin yanı başında bir savaş sürerken ve dikkatlerimiz bu savaşa yönelmişken bu değişikleri gerçekleştirerek zeytinliklerimizi, tarım alanlarımızı, doğal varlıklarımızı talanın yolunu açtı.”

‘Yönetmelik değişikliği tamamen hukuksuzdur’

Yönetmeliğin hukuksuz olduğunun altının çizildiği açıklamada “2017 tarihli Maden Yönetmeliği zaten gerekli istisnaları madencilik lehine vermişken, 1 Mart 2022 tarihli yönetmelik değişikliği ile Ege’de ve de ülkemizin her yerindeki zeytinliklerimizin talanına normlar hiyerarşisine aykırı bir şekilde yeni bir yasal kılıf hazırlanmaktadır” denilerek şu ifadelere yer verildi:

“Zeytin bütün kutsal metinlerde, dinlerde, edebi eserlerde kutsaldır! O ‘ölmez ağaç’tır. Binlerce yıldır Anadolu insanının en kadim dostu, geçim kaynağı, can damarıdır.”

‘Kutsal ve ölümsüz zeytin ağacını kömüre kurban etmeyeceğiz’

Zeytinliklerin ‘ölüm fermanı’ olacak olan bu değişikliği asla kabul etmeyeceklerini belirttikleri açıklamada aktivistler “Kutsal ve ölümsüz zeytin ağacını kömüre, taş ocaklarına, madenlere kurban ettirmeyeceğiz” dedi ve eklediler:

“Kanunları değiştirmeyi başaramayan şirketler bu kez de yönetmeliklerle amaçlarına ulaşmaya çalışıyor. Gerekçeleri ise enerji madenciliği için kamu yararı imiş. Gerçekte kimin yararı? Enerji ve maden şirketleri zeytinliklerimizde daha rahat at koşturacak. Zeytin mi üstün kamu yararıdır, kömür mü? Şu ana kadar açtığımız birçok davada bakanlıklar tarafından verilen kamu yararı kararı, yargı tarafından ‘üstün kamu yararı doğayı ve tarım alanlarını korumaktır’ gerekçesiyle bozulmuştur.”

‘Bakanlıkların somut yaptırımları yok’

Kazdağları örneği üzerinden değişiklikte yer alan ‘madencilik faaliyeti yürütecek kişinin faaliyetlerin bitiminde sahayı rehabilite ederek eski hale getireceğini taahhüt etmesi şartıyla’ ifadesinin koruyucu hiçbir etkisi olmadığının belirtildiği açıklamada şu sözlere yer verildi:

“Taahhütlere uyulması konusunda günümüze kadar Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının da Tarım ve Orman Bakanlığının da somut hiçbir yaptırımı olmamıştır. Bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda göstermelik yapılan birkaç rehabilitasyon çalışması doğal alanlarımızın yok edilmesinden sonraki yapay alanlar olarak gösterilmektedir.”

“Zeytinlik bir taşınmaz tarım arazisi vasfıdır” ifadelerinin yer aldığı açıklamada “Üzerindeki Zeytin ağaçlarının taşınarak vasfının değiştirilmesi normal karşılanabilecek bir durum değildir. Bu bilimsel olarak da kabul edilemez bir zorlamadır. Bunun bir zamanlar inşaat için fay hattını taşıyan zihniyetten hiçbir farkı yoktur” denildi.

Enerji ve madencilik projelerinin iklim değişikliğine olan etkisine işaret eden aktivistler iktidara şu soruyu yöneltti:

“Daha yeni Paris Anlaşmasını imzalayarak kömürlü enerji santrallerinin terkedilmesi konusunda taahhüt vermediniz mi?”

‘Barışın simgesini yok etmeye çalışanlar kendi savaşları içinde yok olacaktır’

“Zeytin ağaçlarımızın yok edilmesi, orman varlığımızın tahrip edilmesi, havamızın kirletilmesi, sağlıklı gıdaya erişim hakkımızın ihlal edilmesi ve iklim krizine karşı kırılganlığımızın arttırılması, kabul edilemez” diyen çevre aktivistlerinin çağrısı şöyle:

“Biz dost örgütler, meslek odaları, STK’lar, çevre gönüllüleri kısaca bu toprakların sevdalıları; zeytinimize, tarım alanlarımıza, doğamıza yani yaşama sahip çıkıyoruz. Yaşadığımız bu doğayı ve toprakları korumak için mücadelemiz omuz omuza artarak devam edecektir. Bu saldırılar bitene kadar her karış toprağında bu hainlikleri yapanların karşısında olacak, hukuk tanımazlara karşı her zaman hukukun üstünlüğünü savunarak geleceğimize sahip çıkacağız. Unutulmamalıdır ki barışın simgesini yok etmeye çalışanlar kendi savaşları içinde yok olacaktır.”

Ne olmuştu?

Resmi Gazete’de Mart başında yayımlanan yönetmelikle birlikte tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlarında madencilik faaliyetlerinin önü açıldı. Yönetmelik İkizköy’deki Akbelen Ormanı‘nda açılmak istenen kömür ocağı için yapılan bilirkişi keşfi öncesinde değiştirildi. Maden ocağına ve keşif öncesinde zeytinlik alanlarda maden tesisi yapılmasının önünü açan yönetmeliğe karşı İkizköylüler ’Yuh yuh soyanlara’ diyerek Akbelen Ormanı’nda keşif heyetini karşılamıştı. İkizköylülerin avukatı Arif Ali Cangı  yönetmelikle ilgili olarak “Sanki bizim keşfimizi bekler gibi yönetmelik değişti” demişti.

Yönetmelik zeytin sahasında madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine” Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından izin verilebilmesini sağlıyor.

Resmi Gazete’de yayınlanan ‘Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’ şöyle:

“Ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetlerinin tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlara denk gelmesi ve faaliyetlerin başka alanlarda yürütülmesinin mümkün olmaması durumunda madencilik faaliyeti yürütecek kişinin faaliyetlerin bitiminde sahayı rehabilite ederek eski hale getireceğini taahhüt etmesi şartıyla Genel Müdürlük tarafından belirlenen çalışma takvimi içerisinde zeytin sahasının madencilik faaliyeti yürütülecek kısmının taşınmasına, sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine kamu yararı dikkate alınarak Bakanlıkça izin verilebilir.”