Türkiye bir değişimin arifesinde.
Seçim için 14 Mayıs 2023 tarihi konuşuluyor, muhtemeldir ki o tarihte olacak da…
İzmir de değişimden payını alıyor.
İl Başkanı Deniz Yücel, milletvekili aday adaylığı için görevinden istifa etti. Yerine atanacak ismin kim olacağıyla ilgili partililerin merakla beklediği yaklaşık iki haftalık bir süreç geçti.
9 Ocak 2023 tarihinde Şenol Aslanoğlu, İzmir İl Başkanı olarak atandı.
İş dünyasından gelen genç siyasetçi için maraton başladı.
Genel seçimleri hedefe koyarak “100 gün boyunca sahada olacağız” diyerek başladı görevine…
12 Ocak’ta görevi devraldı, 13 Ocak’ta Menderes ilçe örgütüyle pazaryeri ziyaretleri, esnaf ziyaretleri yaptı.
17 Ocak’ta Konak'ta bulunan Mimar Kemalettin Çarşısı ve Moda Merkezi Esnafını ziyaret etti. İzmir’in en merkezi yerindeki esnafı dinledi.
Belli ki gündüz sahada gece masa başında koşmayı sürdürdü.
17 Ocak’ta il yönetiminin yeni listesi kamuoyuyla paylaşıldı.
‘Söz değil eylem konuşacak’ söylemini de sıklıkla tekrarladı.
19 Ocak’ta Karşıyaka ve Bayraklı'da saha çalışmaları ve ev ziyareti gerçekleştirdi.
Ardından yeni il yönetimiyle ilk toplantısını yaptı.
“Sonu iktidar olan maratonun son 100 metresini çok hızlı koşacağız” vurgusuyla koşmayı sürdürdü.
Bakırçay bölgesine yaptığı çıkarmada, bir günde dört ilçe ziyareti ve 8 ayrı buluşma ile vatandaşı kucakladı.
Her ilçede partilileriyle genişletilmiş toplantılarda bir araya geldi.
Örgütlere, partililere “Seçimi kazanmak yetmez, açık ara kazanacağız” diyerek heyecanı artırdı.
Foça’da kadınlarla, Bayraklı’da gençlerle; Foça, Aliağa, Menemen’de esnafla buluştu. Menemen’de insanların evine konuk oldu, çaylarını içti.
23 Ocak’ta İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nde yerel gazetecilerin temsilcilerinin sorularını yanıtladı, internetten canlı olarak takip ettim.
Gazeteci arkadaşların sorularından atanması ve sonrasındaki söylemleri, eleştirileri geçiştirdi.
Yerel yönetim ve mevcut belediye başkanları ya da performansları ya da tekrar adaylıkları gibi soruları da zamanı geldiğinde konuşuruz diyerek genel seçime odaklı, önüne 100 günü alarak konuştu.
Şu bakış açısı özetti aslında: Önümüzde 100 gün var. Cumhurbaşkanlığı seçiminin hayatın en önemli şeyi olduğunu düşünüyorum. Bu baskı zulmünün –asla olacağını düşünmüyorum ama- devam etmesi halinde yerel yönetimler de olmayacak, basın da, özgürlüklerde…
Ve medyayı iyi kullanarak basınla bir arada, samimiyetle bir süreç yürüteceğini vurguladı.
Tüm bunlar çerçevesinde;
Bence sürecin de etkisiyle CHP İzmir için performansı yüksek bir süreç başladı.
Şu anda beklenenden daha hızlı karar verip, hareket eden bir yapı haline gelen il başkanlığı yapısı, örgütü de daha ivedi harekete geçireceğe benziyor.
Zaten hareketsizliğe halkın tahammülü de, zamanı da yok!
Siyasette insana dokunmanın çok önemli olduğunu bundan önceki pek çok yazımda dile getirdim.
İnsanların kapısını çalan, ‘halin nasıl’ diye soran siyasetçilere, yöneticilere çok ihtiyacı var.
Umutlarını büyütmeye, yeşertmeye çok ihtiyacı var.
Karanlık günlerden aydınlığa çıkmaya can atıyor insanlar.
Çocukluğumuzun beni hep gülümseten, o küçük kızın ne dediğini büyüyünce anladığımız masum gazoz reklamındaki rakamsallıkla: 10 yüz bin milyon baloncuk gibi 10 yüz bin milyon gönül kazanmak çok mu zor?
100 gün seçim takvimi için uzun bir zaman.
10 yüz bin milyon gönül kazanır da, kazanılır da geçilir bile!
Yeter ki istensin!