Ne kadar şekilci bir milletiz bir kez daha ortaya çıktı. 24 Haziran tarihli bir seçim küt diye gündeme oturdu.
Bir tweet capsi çok iyi özetledi: ‘Olumlu tarafından bakalım. Seçimleri geçen hafta yaptım da diyebilirdi’. Ha işte aynen bu capsin anlatmaya çalıştığı gibi olay…
Gelin bakalım son 15 yılda seçimlerle ilgili neler oldu:
Çöplerden oy pusuluları çıktı.
Oyların sayılacağı saatlerde elektrikler kesildi, trafolara kediler çıktı diye açıklama yapıldı.
Evet mührü basılmış oy pusulalarıyla araçlar seyir halindeyken yakalandı haberleri okuduk.
Cebinde mühür basılmış oyla sandığa gidenleri gördük.
Yanı başımızdaki İzmir Menderes’te 2014 Yerel Seçimlerinde CHP’nin 70 kadar oyunun HDP’ye yazıldığı büyük itirazlar sonucu ortaya çıktı. Sonucu değiştirdi mi? Hayır… Ortaya çıkan (?) bu kadardı çünkü…
Bunlar bir çırpıda aklıma gelenler daha neler vardı belki siz de hatırlayacak ‘yazmamış’ diyeceksiniz de kırk yıl düşünsem 16 Nisan’daki ‘mühürsüz oy pusulası’ kanunsuzluğunu akıl edemezdim.
Yürüttükleri oyların böyle ortaya çıkması adamları hangi kafaya götürmüş gördük, pessss diyerek. İktidar, bizlerin hayallerinin çok ötesinde!
İttifak Yasasıyla da bu mühürsüz oyların geçerli sayılacağını yasalaştırdılar. Çifte kavrulmuş yuhları çektik ama…
Bu yüzden 24 Haziran’da ‘Ne yapabilirler?’ sorusunu değil ‘Ne yapmazlar?’ sorusunu sormak lazım!
AKP Genel Başkanı’ndan bir açıklama var, yazımı yazarken pek bir manidar geldi: ‘En ağır görev YSK’ya düşecek’… ‘Ağır görev’ derken? Erken seçim kararının hemen ardından YSK başkanı en az iki seçime her an hazırız diye açıklama yapmıştı oysa ki…
Şimdi ‘Türkiye bu kadarını görmedi’ diyoruz ya unutkanlığımızı da unutarak. Gördü! Ne yazık ki tarih tekerrürden ibaret! Tarih 1957, ülke çok partili dönemin manevralarıyla yüzleşiyor. 27 Ekim 1957 seçimlerde ne oldu sonrasında ülke nasıl darbe sürecine sürüklendi hatırlayalım…
Demokrat Parti iktidarı genel seçimi 7 ay önceye çekti. 27 Ekim 1957'de sandık kuruldu ve seçim normal olarak saat 17.00'de bitecekti. Fakat devletin tek radyosu; oy verme işlemleri sürerken saat 14.30'da DP'nin kazandığı illeri açıklamaya başladı!
CHP lideri İsmet İnönü yayının durdurulması isteğini acil Adnan Menderes'e iletti ancak radyo susmadı. CHP’nin itirazıyla YSK yayını durdurdu. DP zaten istediğini almıştı; bazı CHP'liler “DP kazandı” diye sandığa gitmemişti…
Bu arada radyoevinden yabancı gazetecilere, “İsmet İnönü'nün yazılı açıklaması” diye bir kağıt verildi. O bildiride İnönü, “Seçimi kaybettik; en fazla 120 milletvekili çıkarabiliriz” demişti! İnönü haberi yalanladı da devlet, yalan söylemekle kalmıyor, yalan belge düzenliyordu!
Bitmedi…
Bir de İsmet İnönü'nün söylemiyle “kütük marifeti” var! Seçmen kütükleri hazırlanırken, CHP'li seçmenler “kütük”ten yok ediliverdi! Yerlerine DP'li seçmenlerin adı birkaç kütükte yer alacak şekilde konuldu. Yani bir DP'li birkaç sandıkta oy kullandı. DP kurduğu seyyar ekiplerle bu seçmenlerini sandık sandık taşıdı.
Daha var…
Bu oy usulsüzlükleri bazı şehirlerde olayların çıkmasına neden oldu. Gaziantep'te 27 Ekim gecesi seçimi CHP'nin 700 oy farkla kazandığı ilan edildi. Hatta DP'nin gazetesi Zafer bile yazdı. Fakat ertesi gün köylerden “1000 kadar sayılmamış, unutulmuş oy” getirildi ve seçimi bu kez DP'nin kazandığı açıklandı.
CHP'lilerin itirazları kabul edildi. Oylar, tutanaklar, gerekli belgeler adliye binasına götürüldü; hafta başında inceleme başlayacaktı.
O gece adliye binası yandı! Bütün oylar yok oldu!
DP'nin galibiyeti resmiyet kazandı! Şehirde gergin bir hava oluştu. Gaziantepliler belediyeye yürüyüp seçimleri protesto etti. Olaylar çıktı. Polisin ateş açmasıyla, DP binasından da halka mermiler yağdı. İki kişi yaşamını yitirdi; çok sayıda kişi yaralandı.
Mersin'de de halk sokağa çıktı. Olayları askerler bastırdı. CHP'li bir isim; Mahmut Boytunç, DP'liler tarafından öldürüldü. Resmi makamlar katil diye, DP’li iki kişiyi tutukladı. Ama asıl katilin DP Mersin Milletvekili Hüseyin Fırat olduğu yolunda söylentiler çıktı. Cinayetle ilgili haberlere yayın yasağı getirildi!
İstanbul, Ankara, Sivas, Giresun, Kütahya, Kayseri, Çanakkale, Samsun gibi birçok şehirde halk sokağa döküldü. Olayları bastırmak için uçaklar alçaktan uçuş yaptı.
5 gün geçti. Fakat Türkiye sakinleşmedi. Bu nedenle 1 Kasım 1957'de TBMM açılışında Ankara'da olağanüstü güvenlik önlemleri alındı. Başkentin caddelerinde tanklar vardı.
Meclis tutanakları bu gerginliğin nedenini açıklıyordu artık: DP bir önceki 1954 seçimlerine göre 1957 seçimlerinde 9 puanlık büyük oy kaybetti. Bu düşüşü bekliyorlardı. Bu nedenle ne olursa olsun kazanmayı amaçlamışlardı.
Sonuçta…
DP’nin artık, CHP'nin yüzde 41'ne karşılık yüzde 47'lik oyu vardı. DP'nin bu oylarının ne kadarında ‘kütük marifeti’ vardı? Böyle durumlara ‘Atı alan Üsküdar’ı geçti’ deniliyor şimdilerde.
Şimdi…
Bu oylar ve olaylar tanıdık geldi mi size de bir yerlerden?..