Bu kısa cümle güzeldir, özeldir, değerlidir.
Söylediğin zaman başını bir kez daha şöylee bir kaldırırsın, eminsindir kendinden, kim ne derse desin doğru tektir ve sen oradasındır…
Menderes Belediyesi’ne düzenlenen rüşvet ve ihaleye fesat karıştırmayı içeren operasyon 4 Temmuz itibariyle başladı.
Bürokratlar, meclis üyesi, önceki AKP’li başkanın akrabası olan belediye çalışanı derken Başkan Mustafa Kayalar da o topa giriverdi…
Seçilmiş belediye başkanı iki polisin koluna girerek arabaya bindirildi, yine kolunda polisle mahkemeye çıkarıldı…
6 Temmuz günü ise gözaltına alınan 32 şüpheliden biri emniyetten, 22’si savcılıktan, Belediye Başkanı Mustafa Kayalar’ın da aralarında bulunduğu 9 kişi ise sevk edildikleri hakimlikçe adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
İhale denetlemeleri 2018 yılındaki AKP dönemini de kapsıyor…
Menderes’in genç başkanı Kayalar karar sonrası adliye çıkışında yaptığı açıklamada önemli bir vurgu yaptı.
“Adalet” vurgusu…
Kayalar ‘…bizim alnımız ak, veremeyeceğimiz bir hesabımız yok. Düzgün bir adaletle, droğru bir adaletle her türlü hesabı vermeye hazırız” dedi.
Başkan Kayalar görevinin başına döndü, bu süreçten de büyüyerek çıktı… Ama süreç devam ediyor…
Bazıları ise görevine hiç dönemedi…
İzmir, ‘yolsuzluk’ yaftası, ’terör’ yakıştırması yapılarak yapılan benzeri operasyonlar sonunda son yerel seçimlerden bu yana iki büyük ilçesini kaybetti…
Belli ki masa başında kurcalanarak, zorlanarak yapılan operasyonlar işe yarıyor, durmak yok yola devam…
İzmir’de eridikçe, oy kaybettikçe hırçınlaşan bir iktidar var…
Buradan bakınca bu işin yargının çok ötesinde, siyasi olduğu çok açık…
İzmir il örgütünün çalışmalarından rahatsız olanlar nereden bir algı operasyonu gerçekleştirsek diye kafa yoruyor, sonra günlerce ‘yolsuzluk’ yaftasıyla seçilmiş başkanlar ve ekibi yıpratılıyor…
Çünkü Menderes kıymetli, Menderes değerli… Menderes, İzmir’in dışa açılan kapısı, 2019 seçimlerinde AKP’den CHP’ye geçti…
Hırs büyük, ama savaş er meydanında değil, sahada değil! Savaş, kapılar ardında devlet ve yargının da itibarı zedelenerek yürütülüyor!
Elbette ihmaller, ihale süreçlerine yönelik sorunlar varsa bağımsız ve tarafsız olarak yargının kimseye yaranma kaygısı olmadan süreci yürütmesini ‘adalet bir gün herkese lazım’ diyerek isteriz, ancak biliyoruz ki iş başka, öyle düz değil…
Bunlara hazırlıklı olmak, hatta ‘özel hayatlara' dikkat etmek Cumhuriyet Halk Partililerin ve diğer muhalefet partili yöneticilerin bundan sonraki en önemli görevi olmalı…
Çünkü ‘Alnımız ak!’ diyebilmek önemli…
Benden söylemesi…