Garson: "Ne yemek istersiniz?"
Erdal İnönü: "Zahmet etmeyin. Biz Sosyal Demokratlar birbirimizi yeriz. Bir şey almayalım."
Bu diyalog İzmir Milletvekili Tacettin Bayır’ın sosyal medyada paylaştığı bir anısı…
Neden paylaştığını da yazmış, “Partimizin içinde bulunduğu durumu görünce, SHP Eski Genel Başkanı Erdal İnönü'nün esprisi aklıma geldi” demiş…
Gerçekten de yerinde bir tespit. Demek ki biz sosyal demokratlarda yıllardır değişen bir şey olmamış…
Birbirimizi yemeye devam…
Ne oluyor ne bitiyor, bu ülke daha bir ay önce sistem değiştiren bir seçim atlattı. Değiştiren değiştiriyor bak, hem de sistemine kadar!
‘Adam kazandı’ da başkan bile oldu bak!
Bakanlarını da seçti. Şu sıralar maaile büyük bir sessizlik içinde CHP’nin birbirini yemesini izliyorlar herkes gibi…
Ne oluyor ne bitiyor, yeni sistemin nur topu gibi kararnameleriyle neler yasa haline geliyor, neler değişiyor ülkede haberimiz bile yok!
Kusura bakmayın çünkü bugünlerde yatıp kalkıp imza sayıyoruz biz.
Olağanüstü kurultay olacak mı, kaç imza toplandı, mevcut yönetimin zikrettiği imza sayısı ne? Muhaliflerin zikrettiği sayı kaç?
Kurultay olursa ne olur, olmazsa ne olur? Kim güçlenir, kim güçsüz, çapsız, sahipsiz kalır? İşte bütün derdimiz bu…
Mesela ülkeye sıkı yönetim gelmiş! OHA’lden ne farkı varmış?
Birkaç muhalefet milletvekili tepki göstermiş, kıyıda köşede haberler var ama onlarda da ‘demokrasi elden gidiyor, sıkı yönetim geldi’ dışında açıklayıcı bir cümle yok!
Beni, sokaktaki insanı ilgilendiren ne var bu OHAL dönemlerinde çıkan düzenlemeleri yasalaştıran kanunlarda?
Ne yani hava kararınca bir toplantı halinde olmam ve bunun birilerini rahatsız etmesi Vali’ye beni engelleme yetkisi mi veriyor?
Herkes ihbarcı olacak da gıcık olduğunu gece toplantı yapıyor, hava kararınca arkadaşlarıyla buluşuyor diye ihbar mı edecek!
Soruşturma açılan bir memur arkadaşınızın eşini, çocuğunu da mı dinleyecekler! Pasaport mu vermeyecekler!
Yok artık!!!
Yoo var artık!
Artık bu ve daha pek çok kısıtlama, valiye sıkı yönetim komutanı gibi yetkiler, temel hak ve hürriyetlere uzanan kısıtlamalar, eşine, çocuğuna kadar uzanan telefon dinlemeleri ya-sa-laş-tı…
İmza saymaktan kafanı kaldırıp aydın mı aydınlık kardeşim!
Ekonomik kriz eli kulağında…
İktidarın, damat Ferit’in eline verilen ülkenin maliye politikasının, eyyyy naralarının, güzelim Ortadoğu ve dış politikamızın, rantçıların hiç suçu yok!
Bütün suç faiz lobisinin bir de şu birbirini yiyen sosyal demokratların. Birbirini yemekten yemek yemiyor haliyle ekonomiyi canlandırmıyorlar!
Bir de evine ekmek götürmenin derdinde olan bir işçinin gözünden bakalım olaylara...
Eski bir milletvekili dostumuzun anısı da şöyle:
Sıcak bir yaz günü seçim çalışması yaparken bir inşaat işçisine de merhaba deyip broşür uzatır. Adam kafasını kaldırır ve ‘Sen vekil olsan ne olacak başkası olsa ne olacak, ben hep burada böyle çalışacağım’ der.
Ne kadar basit ama bir o kadar da düşündüren bir cümle değil mi?
Şimdi sen imzayı toplasan ne olacak, toplamasan ne olacak? Sen o koltukta kalsan ne olacak, o koltuğu versen ne olacak?
O inşaat işçisini o hayattan mı kurtaracak!
Bence herkes yemeğini yesin, birbirini değil!
Kavga kültüründen uzak, yaşamı dert edinen, umudu yükselten, muhalefet gibi muhalefet yapan, birbirine kenetlenen, düşmana seyir değil korku veren bir CHP inanın o inşaat işçisini de umutlandırır.