Üzerinden neredeyse bir ay geçmesine rağmen depremi yaşayan biz İzmirlilerin psikolojik travmaları hala geçmedi. Fiziki olarak başımız dönmeye devam ediyor.
Bir taraftan da ‘siyasi’ travmalar var ki o da insanın midesini bulandırıyor…
115 canımızın gittiği, 1034’ünün yaralandığı, 17 canımızın hala tedavi gördüğü, binlercemizin evinin bir iğne bile alamadan yıkıldığı, 65 saat sonra enkaz altından kurtarılan 3 yaşındaki Elif’in ağabeysiz; 91 saat sonra kurtulan 3 yaşındaki Ayda’nın annesiz ve yüzlerce depremzedenin evsiz, ailesiz kaldığı…
Geriye kalanımızın da ömründen ömür gittiği büyük acımızın ardından tüm Türkiye hatta dünya İzmirlinin dayanışmasını KONUŞURKEN, iktidardan İzmirli başkanlara ‘KONUŞMAYIN, SUSUN’ talimatı geldi.
Deprem vergileri nerede?’ sorusunun cevabını veremeyen AKP iktidarı belediye başkanlarının deprem hakkında basına bilgi vermemesi için yazı gönderdi.
Tabi ki SUSMAYACAK, SUSTURAMAYACAKLARDI…
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in deyimiyle ‘Kitabı yazılacak bir başarı hikayesi ortaya konuldu” ve bu başarı günde 3-4 basın bülteni, tv programları, üniversiteler ve STK’larla yapılan toplantılar ile duyuruldu, duyurulmaya devam ediyor…
İlk dakikalarından itibaren İzmirlilerin gösterdikleri dayanışma, yardımseverlik, birlik alkışlanmaya devam ediyor…
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Başkan Tunç Soyer liderliğinde depremin hemen ardından arama kurtarma çalışmaları, çadır alanları oluşturulması ve yardımların koordine edilmesi başta olmak üzere kapsamlı çalışmaları sürüyor…
Halkın Bakkalı ve Biz İzmir platformu üzerinden ‘Biz Varız’ kampanyası ile binlerce gıda, hijyen paketi, sıcak yemek ve uyku tulumu bağışı ile afetzedelerin ihtiyaçları karşılandı. Yatak, beyaz eşya, ocak gibi evin temel ihtiyaçlarına dönük bağış kampanyaları halen devam ediyor…
“Bir Kira Bir Yuva” kampanyası başlatıldı. Kullanmadığı evlerini paylaşmak isteyenler ve 5 ay boyunca kira desteği sunacak İzmirliler afetzedelerle buluşturuldu. Bu kampanya ile tam 217 İzmirli evini paylaştı, 38 milyon liraya yakın da kira desteği sağlandı. Bu, 3 bin 800 deprem mağdurunun 5 aylık kira bedelinin toplanması anlamına geliyor.
Evi ağır hasar görmüş, yıkılmış ya da yıkılması gereken 4 bin 239 hanenin acil ihtiyaçları karşılanacak noktaya gelinirken, 6 bin 929 orta hasarlı ev tespiti yapılmış aile için de her bir haneye 5 bin lira destek verilmesi kararı alındı.
Belediyenin Uzundere’de 224, Gaziemir’de 58 konutu ve eski adıyla Hilton’un 380 odası depremzedeler için hazır hale getirildi. Konutların eşyaları dizildi hatta bir yıl sonra o eşyaları da alıp gitme imkanıyla… Hilton’da tüm gereksinimler, temizlikler tamamlandı ve 3 öğün yemek de belediye tarafından verilecek…
Uzundere’deki konutlara ve otele afetzedeler yerleşmeye başladı başlamasına ama talebin azlığı dikkat çeker boyutta.
Peki neden?
Sadece binada kalma korkusu ile açıklanabilir mi bu soğuk gecelerde ‘çadır’ yaşamına devam etme isteği?
Yoksa…
Depremzedeler ‘belediyenin’ yardımı olan Uzundere veya Hilton’a geçerse ‘devletin’ ev, eşya yardımı, taşınma yardımı gibi haklarından mahrum kalacağından mı korkuyor ve çadırda kalmayı yeğliyor?
Çünkü ‘ana akım’ televizyon kanallarında depremin ilk dakikasından son karesine kadar neredeyse İzmir depremi dışında İzmir ile alakalı bir cümle geçmedi. İzmir itfaiyesi sanki yoktu, orada değildi… İzmir büyükşehir başta olmak üzere diğer belediyelerin yardımları, hizmetleri hiç görülmedi, verilmedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu geldi İzmir’e ve “Şundan da çok memnunum: İzmir’de çok ciddi bir uyum var” dedi ama o ‘uyumu’ İzmirli belediyelerin hizmetlerinin görülmemesinde, katılım gösterilmeyen deprem toplantılarında, basına demeç vermeyin kısıtlama çabalarında göremedik biz sayın bakan! Depremin artçısı gibiydi uyumsuzluk…
Yani bunca acının ardından bile ‘uyum’ yalan oldu da vicdanı olanların yapacağı son bir ‘iyilik’ kaldı bu yaralı insanlar için bence…
O da şu: İzmir’de havaların iyice soğuduğu, yağmurların başladığı bu günlerde iktidar kanadından ‘haklarınızı kaybetmeyeceksiniz’ diyerek depremzedeleri rahatlatacak bir açıklama yapın da insanlar sıcak yuvaya korkusuz bir şekilde geçebilsin.