İzmirli tam bir markadır; kızına yakışır, insanına yakışır, güzel olan her şeye yakışır.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in ‘Başka Bir Tarım Mümkün’ vizyonuyla dağdaki çobanın ürettiği etten, sütten yapılan ürünlere de ‘İzmirli’ markası çok yakıştı.
Aylar önce İzmir Büyükşehir Belediye şirketlerinden İzTarım’ın Genel Müdürü Murat Onkardeşler ile İzmirli markasıyla yaz sonunda tanışacağımızı konuşmuş, heyecanla beklemeye başlamıştık.
91. İzmir Enternasyonel Fuarı’nın Terra Madre Anadolu Fuarı ile eş zamanlı kapılarını açtığı 2 Eylül’de ‘İzmirli’ markası da tüm dünyaya tanıtıldı, ürünleri dünya pazarıyla buluşmaya başladı.
Küçük üreticiyi ihracatçı haline getirmek için ürünler süt, et ve bitkisel şeklindeki üç kategoride satışta. Online satış İzmirliden.com adresinde…
İzmirli markasının lansmanında “Heyecanımız çok büyük” diyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmirli markasının kuruluş öyküsünü şöyle anlattı:
“Bir çoban haritası çıkardık. İzmir’de 4 bin 658 çobanın kapısını tek tek çalarak ne kadar süt sağıyor, ne kadar gelir elde ediyor, ailesinde kaç kişi yaşıyor öğrendik ve sütlerini satın almaya başladık. Yaklaşık 18,5 milyon liralık süt satın aldık. Manda sütünden manda kaymağı, keçi sütünden keçi dondurması, koyun ve keçi sütünden çok değişik peynirler ürettik ve her birini ihracata yöneltecek bir çalışma başlattık. O çobanların ürettiği sütten elde ettiğimiz mamullerle ihracatçı olmalarının ilk adımını da atmış oluyoruz.”
İzTarım Genel Müdürü Murat Onkardeşler de “İzmirli” markasının yayladan ihracata giden başarı öyküsünü anlattığı sunumda kırsalda yapılması gerekeni özetledi adeta. Onkardeşler şunları paylaştı:
“'İzmirli' markamız sadece bir gıda markası değildir. Arkasında derin sorumluluklar ve hedefler vardır. ‘İzmirli’, yoksullukla mücadele, kuraklıkla mücadele ve gıda güvenliği olmak üzere üç temel sorunu ortadan kaldırmak için ortaya çıkmış bir markadır. Et ve sütlerini aldığımız üreticiler kooperatif çatısı altında bir araya gelerek kolektif bir bilinçle ürettikleri ürünleri bize satarlar. Bu yıl alım politikamızla koyun ve keçi sütü fiyatını regüle ederek neredeyse iki katına çıkardık. Bu sayede üreticilerimiz sürülerini koruyorlar ve önümüzdeki senenin süt sezonuna hazırlanıyorlar. İzmir’in çobanları artık daha zengin, daha refah içerisinde.”
Ürünlere gelirsek; atalık tohumu İzmir’in dört bir yanına dağıtarak karakılçık ekimini teşvik eden İzmir Büyükşehir Belediyesi, karakılçık buğday ürünleriyle tanışmamızı sağladı; İzmirli markasıyla karakılçık ürünleri gerçekten sofralarımızda artık.
Fuar’daki satış standında karakılçık buğdayından yapılmış ve zencefilli dahil pek çok sebzeli ve çeşnili rengarenk penne, fusilli, yassı çubuk, tagliatte makarnalar; sebzeli erişteler, çocuklara özel renkli makarnalara kadar pek çok makarna çeşidiyle tanıştık.
İzmirli çobanın mandasının sütünden manda mozerallası, manda kaymağı, dağlarda taze otlarla beslenen keçilerin sütünden yüzde yüz keçi feta peyniri, beyaz peynir, tulum, çökelek pek çok çeşidin yanında et ürünleri olarak manda ya da dana sucuk, kavurma, pastırma et ürünleri…
İzmirliden.com online satış adresinde fuarda sergilenenlerin yanında Hopa çayından, Ovacık balına; Kavacık üzüm lokumundan, domates kurusuna pek çok yerel ve çok özel ürün mevcut. Nohut, pirinç ve karakılçık unu; zeytinyağı, salça, sirke gibi özel ürünler de satışta.
Fiyatları ise bu tarz özel ürünlerin piyasasına göre uygun.
Çocukluğumdan beri heyecanlandıran bir yaz sonu etkinliğidir İzmir Fuarı benim için, o atmosfere illaki girmek isterim. Yine oradaydım ve İzTarım’ın Lozan kapısından girince sağda kalan çadır şeklindeki estetik standını görünce çok heyecanlandım.
Yüzde yüz keçi peyniri olan Feta peynirini merak ediyordum, tadım standından tattım ve gerçekten damak çatlatan, hiç kokusu olmayan aroması harika bir peynir.
Alışverişi yapıp kasaya yönelince ürünleri İzmirli marka logolu kağıt poşetlere yerleştirenin İzTarım’ın Genel Müdürü Murat Onkardeşler olduğunu fark ettim.
‘Sizi burada görmek ne güzel, işinizin başındasınız’ dedim. Murat beyin gülerek ve heyecanla ‘Heyecanlıyız!’ cevabı gerçekten bu işi ne kadar özenle, istekle ve benimseyerek yaptığının kanıtıydı benim için…
“İzmirli” neden önemli çünkü öylesine ‘hadi bu işi de yapalım’ diyerek başlanan bir iş değil!
İzmir Büyükşehir Belediyesi önce İzmir’in çoban haritasını çıkardı; Ödemişte, Bayındır’da, Tire’de, Bergama’da, Kiraz’da tüm çobanlar belirlendi. Onların üretime devam etmesi için hayvan ve yem desteği verdi. Etini, sütünü de piyasanın iki katı fiyata alma sözü…
Ve sütler dağların tepelerindeki meralara gidip oradaki çobana iki katı kazandırarak toplandı. O sütler, etler işlendi ve paketli gıda olarak İzmirli markasıyla dünyaya açıldı.
Dağdaki çobanın ürettiği süt, Almanya’da bir sofrayı lezzetlendirecek; Amerika’da bir restoranın menüsüne girecek.
Büyük hayal gibi değil mi? Ama gerçek.
İnanınca, isteyince, çalışınca hiçbir şey hayal değil!