CHP’de olağan kurultay süreci işlemeye başladı, mahallelere sandıklar 10 Eylül’den itibaren kuruluyor. Uzunca bir takvim işleyecek ve mahalle delegeleri, ilçe örgütleri, il örgütleri ve parti kurultayı süreçleri izlenecek. Delegasyon seçimleri CHP için o kadar önemli ki bunu daha sandıklar kurulmadan delegeler üzerinde baskı kurmaya çalışan gruplar ya da yerel yöneticilerden anlamak zor değil.
Ama şunu anlamak kolay; Cumhuriyet Halk Partisi İzmir’de yerelde iktidar, güçlü, başarılı ve tüm Türkiye’ye örnek olacak aydınlık işler yapıyor. Parti içindeki bu seçimin bir yarış, parti için en faydalı olanın, en iyiyi yapanın seçilmesi olarak görülmesi bence temel kural olmalı. Bunu bir kavga, çatışma, iktidar meselesine dönüştürmek ise CHP’ye zarar verir, veriyor.
Birilerinin adamı olmak için değil gerçekten partiye emek vermek, zaman ayırmak, arkasında olmak, koşmak, yürümek, alanlarda olmak, kapıları çalmak, konuşmak, anlatmak, İzmir’i karış karış gezmek için delege olmak gerekir. Bunları yapamayacak, oturduğu yerden ahkam kesecek partililerin kendi kendine çekilmesi gerekir ki 2019 seçimlerine canlı, heyecanlı, dinamik, enerjik, üretken, çalışkan, verimli gidilebilsin.
Adalet Yürüyüşü, milyonlarla Maltepe mitingi ve ardından Adalet Kurultayı ile güzel bir hareketlenme, canlanma ivmesi yakalayan CHP’nin İzmir özelinde şimdi daha dikkatli olması gereken bir dönem. Çünkü gözler artık daha çok cumhuriyetçilerin, laiklerin, Atatürkçülerin, ülkesini sevenlerin üzerinde. ‘Bunlar 15 yıllık iktidara, bunca yasaklamaya, bunca eziyete, bunca hapse atılmaya, bunca susturulmaya rağmen hala çok güçlü bir kalabalık’ diyorlar.
İşte bu güçlü olmanın temelinde delegelerin iyi belirlenmesi yatıyor. İktidara yürüyen bir parti için temel çok çok önemli. Temeldekiler çalışacak ki hedef daha da kolaylaşsın, yapılacak kurultayda çıkacak kadrolar partiyi iktidara taşısın. CHP’yi asıl hedefe delegasyon sisteminin sağlıklı olması götürür. O sistem ilçelere, ilçeler ile, iller genel merkeze yansır. Taban iyi organize olur, iyi çalışır bu en tepeye kadar gider. Temelin sağlam olması her adımın sağlam olmasını sağlayacak çok önemli bir faktör.
Cumhuriyetin değerleri üzerinde ayrışan değil birleşen bir parti olarak herkesin sandıklar kurulurken şapkayı önüne alıp bir kez daha düşünmesi gerekir. Parti içindeki bu seçim süreci, ‘ben seni yendim’ değil ‘ben bu partiye daha çok katkı koyarım’ın yarışı olmalı. Partinin demokrasiyi tabandan işlettiği kongre sürecinde bunun bir demokrasi şölenine dönüşmesi hedeflenmeli.
CHP’nin kendi içindeki bu tatlı yarışından çıkan sonuç önemli çünkü gözbebeğimiz İzmir’imizi gümbür gümbür hoplatacak kadroların yeşermesi tek dileğimiz. 9 Eylül İzmir’imizin kurtuluş günü ve her bir toprağı altın değerindeki vatanımızın, Atatürk’ün kenti İzmir’imizi değerlerimizle yüceltmek hepimizin en birinci görevi. Güzel günler göreceğimize hep inandık inanıyoruz. Çalışkan kadrolarla yola çıkılırsa daha da güzel günler görür, İzmir’den tüm Türkiye’yi aydınlatacak ışığı saçabiliriz. Son söz parti içi seçim bir tatlı yarış olsun, sonrası birlik, beraberlik ortak hedefe ulaşma olsun… Kavga, gürültü, patırtı, iktidar hırsı umarım herkesten uzak olur…