Squid Game Netflix’te yayınlanan ve dünyayı etkisi altına almayı başarmış bir Güney Kore dizisi. İzlemeyen klişe oldu, bilindik senaryo tepkisiyle izlemiyor. İzleyense işte zaten içinde bulunduğumuz durum bu değil mi diye etkisinden kurtulamıyor. Ben etkisinden kurtulamayan gruptanım. Zenginin çok zengin, fakirinse çok fakir olduğu o düzen beni derinden sarsıyor. Bazı insanların zor duruma düşen kişiyi gülerek izleyebiliyor oluşu, kendi hayatımızda da karşılaştığımız benzer durumları akla getiriyor ve öfkelendiriyor. Bu öfke belki bizi de canileştiriyordur, sonuçta biz de insanız. Mesela Squid Game’e kimleri göndermek isterdiniz? Lütfen benim için bir liste oluşturun.
Düşünsenize Squid Game’de kaybedenin suratına kurşun sıkılıyor, ‘başarısız oldun öl!’ deniyor, diğerleri de önce üzülürken, ödül olarak verilen para miktarının arttığını ve öldürmenin suç olarak görülmediğini görür görmez birer kasaba dönüşüyor, önüne geleni kesiyor. Squid Game personelleri ise ödül olan parayı alma umutları olmadığı için, organ ticaretiyle yollarını buluyorlar. Oyundaki bir cerrahı da kendilerine işçi yapmışlar, oyunları ona önceden söyleyerek yaşamasını sağlıyorlar. En ilginci ise oyunun kurucusu, sahibi zevk olsun diye bu oyunlara giriyor, insanların ölümünü uzaktan değil yakından izlemeyi tercih ediyor.
Şimdi bir düşünelim. Biz bu oyunun içinde miyiz, değil miyiz? Koronavirüs salgını ülkemizde başladı ama bizim çok daha sonra haberimiz oldu. Başlayacak yasaklardan da hiçbir şeyden, ölebileceğimizden haberimiz yoktu. Pandemi başladı ve ilk iş maske satışı yasaklandı. Herkes çoraptan maske yapma videolarına dadandı. Cidden oyun gibi değil mi? Şimdi ise sayılar çok daha yüksek olmasına rağmen hiçbir kısıtlama yok!
İnsanların kazancı ortada, ama market fiyatları durmadan artıyor. İnsanlar kendi tereyağlarını, peynirlerini yapmaya başladı. Hatta bu yıl zeytin kurmayan bir kişiye rastlamadım. Sahipsiz zeytin ağaçlarının üzerindeki zeytinleri bitirdiler, hatta zeytin uğruna düşüp kolunu bacağını kıranlar oldu.
Bizim ülkemizdeki Squid Game’in ölümcül sonuçları yok zannetmeyin. Ölümcül sonuçları olan kadın cinayetlerimizle dünyada ilk sıralardayız. Kadın beni tehdit ediyor, öldürecek diyor, aynı Squid Game’de beni öldürmeyin diye yalvaran kadın gibi ‘beni öldürtmeyin’ diye yalvarıyor ama sonuç dizidekiyle aynı, tek fark silahla değil bıçakla öldürülüyor.
İzmir’de bir dönem aynı gazetede editörlük yaptığımız Pucca lakaplı Pınar Yıldırım attığı bir tweetle erkeklere hakaret ettiği gerekçesiyle 5 ay hapse mahkum edildi. Önüne gelen kıza hakarette bulunuyor, taciz ediyor, dayak atıyor hatta bıçaklıyor ama sadece Pucca ceza alıyor. Squid Game bile bizim ülkemizdekinden daha insaflı diye düşünmeden edemiyorum. Orada bir kerede ölüyorsun ama bizim ülkemizde ölüp ölüp dirilmekten bitap düşüyorsun.