İktidardaki siyasi İslamcı parti, gelen tepkiler üzerine inkar etse de eski AKP MYK üyesi Ayhan Oğan’ın “Biz yeni bir devlet inşa ediyoruz” sözleri anlamlıdır. Çünkü Türkiye tam da bu sözleri doğrulayan uygulamalarla dolu bir süreci yaşamaktadır. Türküyle, Kürdüyle, Alevisiyle, Sunnisiyle, solcusu sağcısıyla, liberali, muhafazakarı, dindarı, ataistiyle bir bütün olarak halk bu gidişattan oldukça rahatsızdır.
Bir yıl önce 10 bin eğitim-sen üyesi açığa alındı. Bunlardan bir kısmı gözaltına alında ve tutuklandı. Ardından KHK’lar ile bir kısmı ihraç edildi.
Muhalif olmak, muhalif bir sendikaya üye olmak, iktidar partisinin destekçisi olmamak, sorgusuz sualsiz bir mahkeme kararı olmadan ihraç nedeni sayıldı.
Empati yapın. O zaman mağduriyetin boyutunu ve vahametini daha iyi anlarsınız. Bir sabah uyandınız haberlerde yeni bir KHK’nın yayınlandığını duydunuz, ihraç listesinde adınızı görseniz ne hissedersiniz.
FETÖ ile mücadele diyorlar. Siz oldum olası FETÖ ve tüm gericiliğe yaşamınız boyunca karşı olmuşsunuz ama adınız ihraç listesinde. Neden ihraç edildiğinizi dahi bilmiyorsunuz.
Çok ciddi bir psikolojik yarılma yaşamanız kaçınılmaz. Sizinle birlikte tüm aileniz mağdur olacaktır. Şaşkınlık, şok hali ve burukluk…
Bu kadar da olamaz. Burası muz cumhuriyeti mi? Mutlaka bu karar bozulur, bu uygulamalardan dönülür dediniz hemen adliyenin yolunu tuttunuz. İdari mahkemelerde dava açtınız. Ama hukuki tüm yollar tıkalı. Mahkemeler OHAL komisyonu kurulacağını, başvuruların oraya yapılmasını söyledi ve sizin talebinizi reddetti. Komisyona da başvurdunuz yine sonuç alamadınız. Mağduriyetiniz katlanarak büyüyecektir.
Yıllarca okuyarak emek vererek kazandığınız haklarınız bir çırpıda gasp edildi. İşinize dönme gibi en haklı, en meşru talebiniz karşılanmıyor. Mevcut düzen sınırları içerisinde bu talebinizi dile getirmek dahi suç. Erdoğan düzeni ile kavga etmeden bu taleplerinizi duyurma şansınız var mı? Cevabınız hayır ise her gün meydanlarda coplanmaya, yerlerde sürüklenerek göz altılara, bunlar da yetmezse Semih ve Nuriye gibi “terörist” iddiasıyla tutuklanıp yargılanmaya hazır olun.
Binlerce kamu emekçisine yapılan eziyete karşı yaşamlarını ortaya koyarak direnişin sembolleri haline gelin Nuriye ve Semih duruşma çağrısında bulundular. “Bizi bu zalim hücrelerden çekip alacak, olan sizin sahiplenmeniz olacak” diyen Nuriye ve Semih’in çağrısı şöyle:
“Sevgili dostlarımız, sevgili halkımız. 100 günü aşkındır tutsağız. Direniş tüm baskılara, karalama kampanyalarına rağmen nüktedirlerin riyakarlığı, debdebeli sözleri, büyük operasyonları karşısında açlığın olanca sadeliği, masumiyeti ve haklılığıyla kendi yolunda ilerliyor.
14 Eylül’de bir mahkeme kuruluyor. Bu mahkemede bizi yargılayacaklarını söylüyorlar ama esas olarak yargılamak ve mahkum etmek istedikleri emekçilerin direnme hakkı, ekmek ve onur mücadelesidir.
Biz orada olacak, açlığın 190 gündür ısrarla anlattığını kelimelere dökeceğiz, sözümüzü söyleyeceğiz.
Sizi de bekliyoruz. Çünkü bizi bu zalim hücrelerden çekip alacak olan bizim için mahkeme kararlarının adaleti değil sizin sahiplenmeniz olacak. Bunu çok iyi biliyoruz.
Canım Türkiye ve dünya halkları sadece bizim için değil insan olmaktan haklarımızı savunmak için kamu emekçilerinin ekmek ve onur mücadelesinin yargılanamayacağını göstermek için, tüm yoksullar ve ezilenler için orada olmalısınız. Tecritte geçen 114 günden sonra fiziken aranızda olmak sizi, dostluğunuzu, yoldaşlığınızı daha yakından hissedebileceğimiz için heyecanlıyız.
Görüşeceğiz”
Sevgi ve bağlılıkla Nuriye ve Semih
14 Eylül’de Ankara adliyesinde olmaya çalışacağım. Son dönemde biraz ağırlaşan sağlık sorunlarım nedeniyle gidebilecek miyim belli değil. Ama her durumda aklım ve yüreğim bu kritik duruşmada olacak.