Yücel kardeşim bu işi alışkanlık haline getirdi. O kadar güzel, tüy gibi yumuşacık sokuluyor ki yazı istemek için, kırmak ne mümkün. Böylece neredeyse her sayısında gazetenin “Konuk Yazar” olarak boy gösteriyorum. Okur ne diyor bu duruma, bilmiyorum artık…
***
30 Ağustos Zafer Bayramı ve Silahlı Kuvvetler Günü’nü yazacaktım da, bayrama bir hafta kala yasak kararı bomba gibi düştü ajanslara!
Covid-19’a sığınıp dar kapsamlı şıppadanak bir çelenk koyma töreni, haydi yallah!
Sayın Soylu; Ayasofya’ya yüzbinleri toplarken covid-19 yok da Atatürk’e “Mareşal” unvanını getiren ve emperyalistlerin maşası Yunan ordusunun dize getirildiğinin nişanesi olan 30 Ağustos’ta mı var?
Bir ara hazretler bu ulusal bayram ya da 10 Kasım gibi ulusal matem günlerinde hasta olurlardı! Akılları fikirleri Atatürk Türkiyesi’nden rövanş almakla dolu olunca…
Fakat bir şey söyleyeyim mi? Aslında Atatürk’ü her attıkları adımla büyütüyor, güçlendiriyor bu arkadaşlar. Türkiye’nin çimentosu olan değerlerden birisi de Atatürk’tür ve o aynı zamanda “mübarek” bir zattır ki, Kurtuluş’un ve Kuruluş’un Büyük Önderidir. Atatürk ve yakın silah ve çalışma arkadaşları attı temelini bu güzel ülkenin. Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin. 30 Ağustos, bu çağdaş Kurtuluş ve Kuruluş destanının mihenk taşlarından birisidir işte. Sıfırdan bir ordu kuruyorsunuz Kuvayi Milliye’yi yaratıyorsunuz ve donanımlı, emperyal desteğe sahip Yunan ordusunu denize döküyorsunuz! Bu işler çocuk oyuncağı değil. Atatürk, işte bu işleri yapan ordunun “Başkomutanı”. Başkomutan dediğin çakma değil, Atatürk gibi olur.
***
Bu bahsi, iki yakın dostumu sütunlara konuk ederek bitireyim. İlk alıntı E. Tuğg. Ali Er’den:
“30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları beklendiği gibi yasaklanmış COVİD-19 gerekçesiyle...
Amaç belli dinî bayramlar, camilerde toplu ibadet ve Ayasofya toplu açılış ve hatta 15 Temmuz ile Cumhuriyet kurucu değerlerimizi yarıştırmak çatıştırmak...
Ne yaparlarsa yapsınlar 30 Ağustos Başkumandanlık Meydan Muharebesi ve Büyük Taarruz Zaferi; Türk Milletinin küllerinden yeniden doğduğu, tarih sahnesinde yerini yeniden aldığı ve Dünyanın mazlum uluslarına umut olan emperyalizme karşı ilk kez kazanılan kesin zaferdir... Bu gerçeği kimse değiştiremez yüce milletimiz bu oyuna gelmez, gelmeyecek ve hele kimse unutturamaz... Kimler unutturacakmış şaşarım...”
İkinci alıntı ise üstat Uğur Dündar’ın tweet’i:
“30 Ağustos'u kutlamak yasaklanamaz!.
Çünkü biz aldığımız her hür nefeste Allah'a şükrediyor ve 30 Ağustos'u kutlamış oluyoruz.
Çünkü o hür nefesleri, bağımsız bir millet olmamızı sağlayan muhteşem 30 Ağustos Zaferine, yani Başkomutan Gazi Mustafa Kemal ve askerlerine borçluyuz!.”
***
Ulusumuzun 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutluyor, Gazi-Mareşal Atatürk, İnönü, Çakmak ve arkadaşlarını; bu arada zaferin sıra neferlerinden olup 9 Eylül’de İzmir’e giren ve babama emrinde savaştığı Garp Cephesi Komutanı İnönü’nün adını veren dedem Kırıkçı Recep’i minnetle, sonsuz şükranla anıyorum.