Önceki akşam AASSM’de sıra dışı, nefis bir konser vardı. Yunanistan’dan gelen dünyaca ünlü yorumcu Alexandra Gravas ile Ruhi Su Dostlar Korosu aynı sahneyi çok güzel paylaştı. Bazı eserler ayrı ayrı ayrı bazıları ise birlikte icra edildi. Ege’nin her iki yakasından Türkçe ve Yunanca ezgilere salonu dolduran izleyiciler de katılarak tempo tuttu. Mütevazı ve sempatik Alexandra’nın izleyicilerle ve koroyla kurduğu müthiş kontak unutulmazdı. İcra edilen eserler Ege’nin iki yakasını buluşturdu ve dostluk için alkışlar salonu çınlattı. Ev sahibi olarak İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in de izlediği, Ege Barış ve İletişim Derneği’nin İki Yakanın Sesi konserini dernek başkanı Bülent Tanık ile Yunanistan’ın İzmir Konsolosu Despoina Balkiza’nın yanında seçkin bir topluluk izledi. Onca tanıdık arasında Alaattin Yüksel, Zeynep Altıok Akatlı, Adnan Akyarlı, Özcan Durmaz aklımda kalanlar…
“ÇOK ORTAK PAYDA”
Konser öncesinde zarafetini kuliste sanatçıları ziyaret ederek gösteren Başkan Soyer, kürsüdeki konuşmasında müziğin dilini yansıttı:
“Bu yıl İzmir’in yani bu memleketin kuruluşunun ve kurtuluşunun simgesi İzmir’in kurtuluşunun 100’üncü yılı. 100’üncü yılın aslında en büyük zaferi barış. Barışı 100 yıldır sürdürüyor olmamız… Barışın en güzel dili de müzik. Çünkü farklı diller konuşsa da insanlar müziğin ortak melodisi eğer aynı bam telini titretiyorsa yüreklerde o iki yakanın insanları arasında çok ortak payda var demektir. Bu akşam dinleyeceğimiz Ruhi Su Korosu ve Alexandra Gravas aslında bize bunu bir kere daha hatırlatacak. Emin olun ki her iki yakanın insanlarında da aynı bam telini titretecek müzikler dinleyeceğiz. Dilerim bu bize aynı zamanda ne kadar çok ortak paydamız olduğunu bir kez daha hatırlatır.”
NEŞELİ ŞARKILAR DA VARDI, AĞITLAR DA…
AASSM’deki konserde ilk olarak Alexandra beş eser seslendirerek sahneyi Ruhi Su Dostlar Korosu’na bıraktı. Koro, Türkçe ve Yunanca yedi eser seslendirdi. Son bölümde ise Alexandra koro ile buluştu ve birlikte üç eser seslendirdiler. Alexandra’nın seslendirdiği Yunanca eserlerden Furtuna (Fırtına), Giritli bir balıkçının eşinin sözleri anonim ağıtıydı. Girit’in kıyılarında balık azdır, o yüzden balıkçılar açıklara gider ve dönemeyen de olur. Okuma yazması olmayan bir balıkçının karısı, deniz kıyısında bir daha hiç geri gelmeyecek olan kocasına haykırır Furtuna’yı. Başlangıç sözleri şöyledir: “Sana söyledim ve tekrar söylüyorum/’Sahile inme’ dedim/Sahilde fırtına olur/Ve seni alır ve götürür”
GÜÇLÜ BİR YORUMCU: ALEXANDRA GRAVAS
Sanata katkılarından dolayı Yunanistan Unesco ve Yunan Oyuncuları ve Müzisyenler Birliği Ödülü sahibi olan ve ataları mübadelede Söke’den göç eden A. Gravas, aralarında Mikis Theodorakis’in de olduğu çağdaş Yunan bestecilerinin eserlerini seslendirerek dünya çapında tanınan bir isim. Özelliği, geleneksel klasik Batı müziği ile yeni dönem Yunan müziğini yorumlaması.
YARIM YÜZYILA YAKINDIR VAR OLAN BİR KORO
2012’de kurulan Ruhi Su Kültür Sanat Derneği bünyesindeki koronun çok öncesi de var tabii… 70’lerin ortalarında İstanbul’da kurulan Ruhi Su Dostlar Korosu, Ruhi Su’nun üç albümüne (El Kapıları-1976, Sabahın Sahibi Var-1977, Semahlar-1978) eşlik etti. O zamanlar ilk koristler arasında lise arkadaşım, 50. Yıl Çağlayan Lisesi’nden Kadriye Kaya da vardı ve şimdi onun oğlu Berzan da müzisyen. Bu koroda yüzlerce korist yetişti. Ne mutlu ki Ruhi Su’yu, büyük sanatçıyı korosu ile birlikte birlikte 1970’lerde birkaç izleme şansım oldu. Pasaport verilmediği için yurtdışında tedavi imkanı olmadı ve yaşamını kaybetti, cenaze töreninde tabutunun ardından üzüntüyle yürüdük Şişli’de. Konserde bütün bunlar da bir film şeridi gibi geçti gözümün önünden.
İki Yakanın Sesi konserinin bilahare Yunanistan’da da tekrarlanması, Türk ve Yunan halkları arasındaki dostluk ve barış iklimine katkıda bulunulması amaçlanıyor. Keşke konserin ikinci ayağını da Yunanistan’da izleyebilsem, Türkiye’ye yansıtabilsem, oradan izlenimler aktarabilsem.
Bu güzel ve anlamlı konsere emeği geçenleri ve başta Alexandra ile Ruhi Su Dostlar Korosu’nu kutluyorum. Alexandra, hepimizin gönlünü fethetti. “İşte,” dedim, “kültür elçisi böyle olur.” Koro da çok disiplinliydi ve ikili çok iyi uyum sağladı. Arkadaki enstrümanlar da harika olunca çok akılda kalan bir konser oldu. Umarım İzmirTube’dan yayınlanır ve hatta televizyonların yerinde olsam kaydı yayınlarım gözümü kırpmadan.