CHP İzmir Büyükşehir’de yerel seçimi rekor kırarak yüzde 58,1 ile kazanmıştı. Seçimin üzerinden iki yıl iki ay geçti. Dönemin yarısına doğru gidiliyor. Ne yazık ki İzmir geride kalan dönemde şanssızdı. Salgından maada deprem ve yüzyılın en büyük selini yaşadı. Unutulan dayanışmanın yeniden hatırlanarak devreye girmesi ve kriz belediyeciliğindeki başarı hikayesi bu dönemin akıllarda kalanıydı. Bu arada yine de temel hizmetler aksatılmadı. Hatta kapanmanın fırsata çevrildiği durumlar oldu; İZBETON’un rekor asfaltlamaları, İZSU’nun devasa altyapı çalışmaları bu süreçte gerçekleştirildi.
***
Şimdi artık ikinci kapanma ve gecikerek de olsa aşıda alınan mesafeyle covid-19 salgınının düşme eğilimi göstermesiyle birlikte yeni bir süreç açılıyor. Başkan Soyer’in artık vites yükselteceğini söyleyebilirim. Vites yükseltecek ve felaketlerden kaynaklanan açığı kısa zamanda kapatacaktır. Soyer’in vaatlerini bir bir hayata geçirme, İzmir’i Akdeniz’in yıldızı, bir Avrupa kenti yapma hedefi için vites yükseltirken takım oyununa da büyük önem verdiğini belirtmeliyim. Başkan, İzmir için çalışırken takımı da yükselen vitese ayak uydurmakla, başkanın koşusuna nefesini ayarlamakla karşı karşıya… Arada makas olursa birlikte hedeflere ulaşmak zorlaşır. Başkan Soyer’in bunun bilincinde olduğundan ve tempolu koşusunda ayak bağı istemediğinden eminim.
***
Urla ve Menemen büyük bir yara ve travma oluşturdu. Bunu aşmanın yolu çok çalışıp ve hep birlikte; büyükşehirle, ilçe belediyeleriyle, il ve ilçe örgütleriyle çok çalışıp bir dahaki dönemde bu iki ilçeyi yeniden kazanmaktan geçiyor. Yani, paçadan çekme değil, tam tersine dayanışma, dayanışma ve yine dayanışmadan geçiyor.
CHP’nin 11 Büyükşehir üzerinden bir iktidar hikayesi yazmakta olduğu bu süreçte Başkan Soyer’in başarısı için bir tuğla koymak, bir taşı kaldırmak çok önemlidir. CHP il ve ilçe örgütleri, ilçe belediye başkanları bu bilinçle hareket etmelidir. Büyükşehir’in önemli projeleri halkla her türlü araç ve fırsatla paylaşılmalı; yapılanlar anlatılmalıdır. Yoldaşça ilişkiler esas olmalıdır. Tabii Büyükşehir’in de özellikle gerek elimizden alınan Urla ve Menemen’de olsun gerekse seçimde kaybettiğimiz beş ilçede olsun ilçe örgütleri ve yerel hizmet şubeleri marifetiyle bayrak göstermesi, yurttaşa hizmet götürmesi önem taşımaktadır. Buralardaki ilçe başkanları Büyükşehirle ve yerel hizmet şube müdürlükleriyle eşgüdüm içinde bir “gölge belediye başkanı” gibi çalışmalıdır.
***
Buradan CHP’li tüm ilçe belediye başkanlarına ve Tire’deki İYİ Partili belediye başkanına bir de not düşmek isterim. Artık İzmir Marina var. 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nda Başkan Soyer’in açılışını yaptığı bu kent içindeki marina yeni bir cazibe merkezi. Yemekli toplantılarınızı Grand Plaza’nın işlettiği Nefes’te deniz kenarındaki nefis bir lokasyonda yapabilirsiniz. Ayrıca İZDENİZ’in gezi vapuru Bergama da yenilenerek hizmete girdi. Özellikle denizi olmayan başkanlar beldelerindeki hemşerilerini Bergama’yi saatlik kiralayarak yaz gecelerinde Körfez’de gezdirebilirler, toplu organizasyonlar yapabilirler. Keza CHP örgütleri de İzmir Marina ve Bergama Vapurunu bir kenara not edebilirler.
“Dayanışma” sözcüğü sihirli bir sözcüktür, çok zor sanılan kapıları bile kolaylıkla açar. Başlığa çıkardığım “Görmek istediğim fotoğraf” bu… Salgınının hayatımızdan iyice çıktığı, gülümsemeyi yeniden öğreneceğimiz mutlu bir yaz diliyorum tüm okurlara…
Not: İzmir Milletvekilimiz, değerli dostum Kani Beko’nun Sözümüz’ün ikincisi yayınlandı ve geçenlerde kahvaltılı bir toplantıda imzalı olarak bana da takdim etti. Üçüncü kitabı da yoldaymış. “Lastikçi Kani”yi kutluyorum, Türkiye için, İzmir için, emek ve demokrasi için çalışmalarında kolaylıklar diliyorum.