CHP İzmir İl Kongresi’nde Kılıçdaroğlu seçime tek adayla gidilmesini isteyerek Deniz Yücel’i işaret etmişti. Haliyle, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer genel başkana rağmen bir başka aday arayışına girmedi. Ne var ki Yücel tek başına giriştiği yarışta delegenin ancak yüzde 45’inin oyunu aldı. Zamanın CHP MYK Üyesi ve İzmir Milletvekili Tuncay Özkan’ın damgasını vurduğu il kongresinin ortaya koyduğu tablo aslında bir ‘Pirus zaferi’ olarak kayıtlara geçti. Fakat bu tabloyu o zaman çokları doğru okuyamadı; başka hayaller kurdular.
***
CHP’nin 37. Olağan Kurultayı’nın ortaya koyduğu tablo, İzmir İl Kongresi’ndeki sonucun Özkan açısından bir ‘Pirus zaferi’ olduğunu net olarak ve tartışmasız belirledi. Öyle ki, hem Özkan Kılıçdaroğlu’nun anahtar listesinde olmasına karşın delegeden muazzam çizik yiyerek üçte bir civarında bir oyla PM’ye giremedi hem de muarızı Soyer’in “siyasi ayağı” Rıfat Nalbantoğlu en yüksek dördüncü oyla PM’ye seçildi. Devrim Barış Çelik, Eren Erdem de Soyer’e artı yazar. Sadece onlar mı? YDK’ya en üstte giren Mahir Polat da. Selin Sayek Böke’nin de PM’ye girmesi bile Soyer’in elini güçlendirecek bir etkendir. İl Başkanı Yücel-Ali Engin-Mustafa İnce-Abdül Batur’un oluşturduğu ikincil sıklet merkezinin listeye aldırdığı Ednan Arslan da seçildi PM’ye. Ancak onun da parti terbiyesi içinde, partinin bir evladı olarak Soyer’e çalışmalarında destek olmasını bekliyorum. Özetle, Soyer-Nalbantoğlu açısından tabloyu şu veciz sözle tarif etmek mümkün: “Bundan iyisi, Şam’da kayısı”.
***
Evet, İzmir’de hava döndü, Soyer’den yana esiyor yel. Aslında kurultaydan önce de sahaya çıkanlar bu yeli hissettiler. Örneğin, Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü’nün attığı paslar, sergilediği ince duruş gösteriyor ki, “patronajı altında tarif edildiği” Özkan’ın kaybetme ihtimalini okumuş. Kurultay salonunda ve çevresinde bile Özkan’ın “sıkı” adamlarının ümitsizliği, oy kullanır kullanmaz sonuçları bile beklemeden İzmir yoluna düşmeleri söz konusu… Yalnız İzmir İl Başkanı Yücel’in bu konuda hakkını teslim etmek gerekir. İzlenimlerim, Yücel’in “daha Özkan’cılara” göre daha sıkı bir şekilde ve sonuna kadar Özkan’ın arkasında durduğu yönünde.
Vefa, bir semt adı değildir sadece. İnsanı insan yapan başlıca hasletlerdendir. Kurultaya ilişkin olarak Soyer’e gazeteciler sordu “Neden Nalbantoğlu?” diye… O da tek kelimeyle “vefa” dedi. Sıkı Özkan’cı” olarak bilinen kimi isimler ise tam bir “vefasızlık abidesi” gibi duruş sergileyerek daha kurultay salonundaki havayı görüp sonuçları bile beklemeden “kral öldü, yaşasın yeni kral” moduna girdiler.
***
Soyer’in il kongresinde sabrının çok zorlanmasına karşın yine de sabredip kurultayda muradına erdiğini söyleyebiliriz. CHP 37. Olağan Kurultayı’nın ortaya koyduğu tablo özetle budur.