Ak Parti Genel Başkanı ve “Cumhurbaşkanı” sıfatıyla “yürütmenin başı” olan R. Tayyip Erdoğan geride kalan şubat ayının 22’sinde Ak Parti İzmir İl Kongresi ve deprem konutları ile Göztepe Gürsel Aksel Stadı resmi açılış-temel atma törenleri için İzmir’deydi.
Atatürk’ün adını anmadan İstiklal Savaşı ve İzmir’in kurtuluşu hakkında konuşma gerçekten de büyük bir başarı! Göztepe Gürsel Aksel Stadı’nda kırılan pottan ise en iyisi hiç bahsetmeyeyim!
Güzel İzmir’le ilgili bir günlük ziyareti hakkında güzel şeyler yazmak isterdim Erdoğan’ın. Ancak gel de yaz!...
Pandemi İzmir’de Bitti mi?
Pandemi ile mücadele eden bir hükümetin başındaki zat-ı muhterem genel başkanı olduğu partinin il kongresinde o kadar kalabalığı toplarken ne düşündü acaba? 30 ilçeden partililer Halkapınar’a geldi, bir salona doluştu birkaç saat ve yeniden geldikleri ilçelere döndüler. Böyle bir sirkülasyon demek ki ürkütücü gelmedi Cumhurbaşkanımıza. Bu bahsi ünlü atasözümüzle kapatalım en iyisi; “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu”.
İzmir’in Dilinden Anlamamak
Ak Partili arkadaşlar hakikaten de İzmir’in dilinden hiç anlamıyorlar! “İzmir’in dili” ne mi demek?
Şu: İzmir’in değerlerinden anlamak demek.
Bu değerlerin en başında da sadece Kurtuluşun ve Kuruluşun lideri değil, ebedi lider “Mustafa Kemal Atatürk” gelir. İzmir’de Hasan Tahsin’in işgal kuvvetlerine sıktığı İlk Kurşun’la başlayan Milli Mücadele’yi Büyük Taarruz’la İzmir’e girerek zaferle nihayete erdiren Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının, Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa’nın, Fahrettin Altay’ın adını anmadan İzmir’in Kurtuluşu mu anlatılır?!.
İzmir, İzmirliler bu kadar “ötekileştiren”, bu kadar “tepeden bakan” bir iktidardan hiç ama hiç hoşlanmazlar. Erdoğan’ın İzmir’de sarfettiği sözler ve beden dili İzmir’e çok yabancıydı. Sanki 19 yıldır Ak Parti hükümetlerinin bütün olanakları İzmir’e aktı da İzmir’de her şey çözülmedi! Bilakis, İzmir, Ak Parti iktidarlarının tüm engellemelerine, ötekileştirme gayretkeşliğine rağmen adım adım ilerledi. Şimdi de pandemiye, yangınlara, depreme, tsunami ve sele rağmen; afetleri bahane yapmadan ilerlemeye hem de sıçramalar yaparak devam ediyor. Ak Parti, gölge etmesin yeter!
Yüzde 58 küsurla İzmirlilerin “Büyükşehir Belediye Başkanı” olarak seçtiği Tunç Soyer’e sizin sunucularınız “sayın” dese ne olur demese ne olur! Bu tavır olsa olsa Ak Parti’nin ayıbı olur. İzmirliler de bu ayıbı bir kenara not eder. İzmir’de “kriz belediyeciliği”nin adeta kitabını yazan, hemşehrisini hiçbir olumsuz koşulda mağdur etmeyen; depremzedeler Hilton’u, belediyenin yepyeni sosyal konutlarını açıp başka yerde oturmak isteyene kirasını ödeyen; selden hemen sonra mağdur olanlara ödemelerini yapan; kimseyi aç, açıkta, çaresiz bırakmayan; gönüllü İzmirliler ile dayanışmayı yeniden hatırlatan Tunç Başkan’a selam olsun. Onlar size “sayın” demesin varsın; siz halkın gönlündesiniz hiç çıkmamacasına.
CHP’yi İzmir’de Dışlamak Haddinize mi?
Depremle ilgili toplantı yapıyor Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum; toplantıda bir tek Millet ittifakı milletvekili veya il başkanı yok. Ama Cumhur İttifakı milletvekilleri ve MHP il başkanı orada! Hatta İzmir Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi-Grup Başkanvekili de orada! Hayret, Tunç Başkan’ı lütfedip çağırmışlar! Önemli bir yetkiliye sordum bu tablonun nedenini ve mealen şu yanıtı aldım: “Ak Partili milletvekilleri Bakanı karşılamaya gitmişti de toplantıya da beraber geldiler”. Vay be! Nasıl bir toplantıysa bu artık! İzmir’de, CHP’nin büyük bir çoğunlukla yerelde iktidarda olduğu bu kentte bu kadar ayrımı nasıl yaparsınız? Şimdiden söyleyeyim; bumerang olur!
İzmir’in 19 Yıldır Hakkı Yeniyor
O depremzede konutları da o stat da İzmirlinin hakkı. Çünkü İzmir’in ülkenin bütçesine katkısı çok. İzmir’e hükümetin yaptıkları bir lütuf değil. İzmir, 19 yıldır hakkı yenen bir kent. İzmirli, İzmir, çok daha fazlasını hak ediyor. Alsancak’ı da gecikmeden bitirin artık, hiç olmazsa gelecek sezon başına yetişsin. Karşıyaka’ya da başlayın, ne duruyorsunuz?
Bir şey daha söyleyeyim: Sözünüzde durup depremzedelere konutların anahtarını vermek için 8 ayınız var. Bu hatırlatmadan sonra asıl söyleyeceğim şu; daire maliyetlerini insaflı hesaplayın. Çoğu emekli, işsiz ya da pandemi ve deprem nedeniyle işini kaybetmiş olan İzmirlilere abartılı bir maliyetle gelmeyin. Bir de kentsel dönüşüm için İzmir Büyükşehir’e takoz olmayın.
Benden söylemesi.