Geçtiğimiz hafta içinde İzBŞT’nin sahneye koyduğu üçüncü oyunun, Mor Şalvar’ın prömiyerini izledim. Aziz Nesin’in Azizname’si ve Coline Serreau’nun Tavşan Tavşanoğlu’ndan sonra şimdi de Mor Şalvar buluştu İzmir seyircisiyle. Üç oyunun prömiyerini de izledim ve üçünde de İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de vardı. Genel Sanat Yönetmeni Yücel Erten ile birlikte girdi hep salona ve oyun sonundaki kokteyllere de katılarak oyuncularla, oyuna emeği geçenlerle bir araya geldi. Tunç Başkan’ın İzBBŞT’ye bu ilgisi ve sahiplenişi ekibe büyük moral kaynağı oluşturuyor. Tunç Başkan da seçim vaatlerinden birisi olan şehir tiyatrosunu hayata geçirmenin kıvancını yaşıyor. Malum, Soyer’in gençliğinde AST’ta sahne tozu yutmuşluğu var. Keza bendenizin tiyatro sevgisi de üniversite yıllarına kadar gidiyor. Rahmetli arkadaşımız Gürhan Başaran’la tiyatro grubunu kurup Ionescu’nun Kel Şarkıcı oyununu sahneye koymuşluğumuz var. Arşivde çok da tiyatro kritiği ve röportajı var. Tiyatro da futbol gibi, kitap gibi, gastronomi gibi bir yan dal olarak yazı hayatımda oldu zaman zaman.
Pırıltılı Bir Oyun
Biz yeni oyuna dönelim yine… Bir yarışmada birinci olan Mor Şalvar’ı Ferhat Lüleci kaleme almış. Azizname’de rolü olan Ufuk Aşar yönetiyor. Dramatug, Halil Ünsal. Sahne Tasarımı Anıl Işık, Giysi Tasarımı Deniz çağrı Bilgili’nin. Oyunda rolü olan Bahadır Buyruk ve M. Can Yılmaz aynı zamanda yönetmen yardımcıları.
Oyunda rol alan dokuz oyuncu ise şöyle: Şirin Saraçoğlu (Nurdan), Elçin Erdem (Eşli), Benan Özkaya (Müjgan, Ceren Demirel (Serap), Pınar Güntürkün (Kevser), Özgür Molla (Güven), Dine Altıok (Eylül), M. Can Yılmaz (Adem), Bahadır Buyruk (Murat).
Şirin Saraçoğlu henüz prömiyer olmasına karın sahnede döktürdü doğrusu. Bütün şahane kadınlar da ona ayak uydurdu. Eşli karakteri kolay kolay unutulmaz. Oyun birkaç kez oynandıktan sonra tadına doyum olmaz. Tek perde ve bir buçuk saatlik bir oyun olmasına karşın çok akıcı ve sürükleyici. Sürprizler iyi serpiştirilmiş ve sırıtmıyor. Soygun ana teması içindeki kariyer savaşları ve hatta bunun için yapılan hırsızlık kaneviçe gibi işlenmiş. Tekst de çok iyi, yönetmen de tekstin hakkını fazlasıyla vermiş.
Sosyo-ekonomik yapıyı sorgulayan Mor Şalvar, kadının toplumdaki yerini sınıfsal açıdan ele alıyor. Temizlik işçisi dört kadın kendilerine yazılan hikayeleri yırtarak kendi hikayelerinin yaratıcısı olmak üzere bir yola giriyor. Böylece temizlik yapmak üzere gittikleri bankayı soyma fikrinde birleşerek trajikomik bir hikayenin kahramanı oluyorlar.
Yönetmenin Bakışı
Yönetmen Ufuk Aşar’ın bakışıyla Mor Şalvar nedir peki? Onun kaleminden aktarıyorum…
“Kalbi kırılan bir ülkenin gönül rengidir Mor Şalvar. Kimselerin bilmediği saklambaç yuvalarında, körebe bezleriyle yaralarını saran rüzgarsız gece kuşlarıdır. Sırrı aynaya kalmış ve parçalanan aynaların arkasından sır toplamış bir çaresizliğin gerçekliğidir Mor Şalvar. (…)
İçimizdeki gizli itirafın itirafçısıdır. Telleri içine çekilmiş bir sazın, ağacıyla söylenen türküsüdür. (…)
Yırtılan çarşafların yaşama fırlatılan zarı, zarların toplandığı hayalin böğrüne dolanan çuhasıdır Mor Şalvar. İçsel bir tahliyenin direnişi, direnişin beslenme çantasıdır.
Sesi gelmeyen bir ormanın dalları yanınca, yaprağın üşüyen yeridir. Deltaya döküldüğü yerde suyun en ince çığlığıdır. Yine de…
İnadına ve her şeye rağmen…
Bayatlamış bir hayal perdesinin, tazelenmiş acısıyla gölgesine umut tutan bir güvercindir.
Kurumuş göllerine gözleriyle bereket veren bir ova, yeniden yağmuru getiren durup dururken yeşeren çayırdır. Camların buluştuğu, manzaranın toplandığı yerdir.
Yoldaşlığın acemice olgunlaşmasıdır. Sesi kırılan sözlerin yeniden söylencesi, hüznün kucak dolusu bahçesidir. Uykusundan kaçan bir rüya, rüyanın yastık gülmesidir.
Mor Şalvar tekinsiz kadınlar bildirgesidir…
***
Mor Şalvar, kadınların hücum edeceğini düşündüğüm bir oyun ama oyuna giden kadınlar mutlaka etrafındaki erkekleri de götürmeli. Tiyatro, yaşamın onca çoraklıkları arasında bir vaha. Mor Şalvar’ı da, izlemediyseniz diğer İzBBŞT oyunlarını da izleyin. İzmir Sanat’ta oynayan oyunlar Nisan’dan itibaren yine fuarda ismet İnönü’nün bitince orada devam edecek. Orası İzBBŞT’nin sahnesi olacak artık ve İzBBŞT’nin her şeyi ile kalbi orada atacak.
İyi seyirler…