10 Kasım 1938 kurtarıcımızın aramızdan ayrıldığı acı gün. Ulu önderin bedenen aramızdan ayrılışının üzerinden geçen süre. Dile kolay, Türk ulusunun Atatürk’e olan özleminin üzerinde geçen 83 yıl. Ayrılık süresi uzadıkça artan özlem buna karşın daha da artan bağlılık. Son yıllarda toplumun her kesiminden yoğun bir ilgi görüyor Atatürk’ün kabri. Bizzat son Anıtkabir ziyaretimde bunu görerek, gözlerim dolarak karşılamıştım bu sahneyi. Hangi görüşten, inançtan, fikirden olursa olsun herkesin yoğun bir ilgisi var Atatürk’e. Kutuplaşmaya inat milletimizin birleştirici noktası Atatürk, vatan ve bayrak sevgisidir.
Tabi manşetlerinde bugünü görmezden gelen bazı sözde basın / yayın organlarının sırf reklam alma adına (Atatürk’ü anma ilanı veren firmalar dolayısı ile) iç sayfalarında istemeden de olsa anmak zorunda kalmaları da işin ayrı bir çelişkisi. Ancak boşa çaba. Gerek son yıllardaki yaşanan olaylardan dolayı, gerekse alttan gelen yeni kuşağın bilinci sayesinde bu bağlılık ve özlem giderek artıyor. Her ulusun tarihinde özlem duyduğu ilham aldığı bir önder olmuştur. Ancak bu Türk ulusunun Atatürk’e duyduğu duygularla karşılaştırılamaz. Mustafa Kemal’e duyulan özlem bir evladın babasına duyduğu özlem gibidir. Türk ulusu onunla şekillenmiş, kimliğe bürünmüş, özgürlüğünü ve mecliste temsil edilme hakkını kazanmış, memleket yönetiminde söz sahibi olmuştur. Bununla kalmamıştır; Atatürk’ün bu ülkedeki her eserde imzası vardır. Fabrikalar kurmuş, iş sahaları oluşturmuş; devrimler yaratmış, inkılapları ile yenilikler getirmiştir. Özetle maddi, manevi ve toplumsal olarak birçok katkısı vardır ülkeye.
Unutulmamalıdır ki bedenler ölse de fikirler ölmez. Devrimleri, fikirleri, bize miras bıraktığı cumhuriyet yönetimi gibi ilelebet payidar kalacaktır.
Yaşadığımız şu zor günlerde ulu önderin sözleri ile yazımı tamamlamak isterim.
"Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim."
Geleceğe umutla bakabiliyorsak "her şeye" rağmen onun sayesindedir. Okulda her sabah yürekten haykırdığımız gibi “…açtığın yolda gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğimize ant içeriz.”
Sonsuz yasımız, sonsuz hasretimiz…
Özlemle anıyoruz…