Bildiğiniz üzere gündemimiz uzay. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki gün Türkiye açısından 2023 yılında uzayla ilgili önemli gelişmelerin yaşanacağını açıkladı.
Aslında Türklerin uzaya olan ilgisi bugünden ibaret değildir. Büyük kurtarıcı Mustafa Kemal Atatürk’ün “İstikbal göklerdedir” sözünden tutunda Uluğ Bey’e hatta Proto Türkler olan Çular Türklerine (M.Ö. 249) kadar uzanan tarihi evrede Türkler tarihin her çağında gökyüzü ile ilgilenmiştir. Çularlara göre eviren (evren) adını verdikleri kâinat silindirik kubbeli bir otağa benzemekteydi. Bugün “Kutup Yıldızı” adını verdiğimiz gök cismine Türkler “Temir Kazguk (Demir Kazık)” adını vermekteydi. Ayrıca gerek bu dönem gerekse sonraki dönemlerde kazılarda çıkarılan arkeolojik nesnelerin üzerinde ay, yıldız ve güneş motifleri işleniş olarak bulunmuştur. Doğa ile iç içe yaşayan göçkün bir ulusun gökyüzü ile ilgilenmesi gayet doğaldır. Yine Kök-Türkler döneminde 12 hayvanlı Türk takviminin kullanıldığı bilinmektedir. Bu takvime göre her yıl bir hayvan adı taşımaktadır. Şu an Çin Halk Cumhuriyeti hala bu takvimi kullanmaktadır.
İslam dininin kabulünden sonra ise Ortaçağda Semerkandlı Özbek asıllı Türk, Ali Kuşçu (1402-1474), Avrupalıların Alfraganus adını verdiği Özbek Türkü olan Fergani (800-870) ve yine Osmanlı dönemi (1521-1585) yaşamış olan Takiyüddin belli başlı Türk astronomlardır. Öyle ki Taküyiddin döneminde “Taküyiddin Rasathanesi” adlı gözlemevi inşa ederek gökyüzünü incelemiş ancak dönemin gericilerinin padişah III. Murat’ı kışkırtması üzerine gözlemevi topa tutularak yıktırılmış ve astronomi bilimi karanlığa yenik düşmüştür.
Yine Türk tarihinin en önemli kişiliklerinden ve bilim adamlarından olan Uluğ Bey hem devlet yöneticisi, hem bilim adamı olma özelliğini taşıyan yegâne kişiliklerdendir. 1394-1449 yılları arasında yaşamış olan Uluğ Bey Timur İmparatorluğu’nun 4. Hükümdarı olmakla birlikte, matematik bilgini ve astronomi uzmanı idi. Uluğ Bey Semerkant’ta bir rasathane (gözlemevi) ve medrese (zamanın üniversitesi) inşa ettirmiş yöresinde bulunan tüm bilim adamlarını ve uzmanları bu gözlemevlerine ve medreseye davet etmiştir. Kendisine özel yaptırdığı odanın tavanını gök cisimleri ile süsletmiştir. “Zeyç Kürkani” adlı eseri kaleme almış bu yapıt başta Avrupa dilleri olmak üzere birçok dile çevrilmiş doğuda ve batıda bilim adamları tarafından yararlanılmıştır.
Cumhuriyet döneminde ise 1933 yılında üniversite reformu ile başlamış ilk bilimsel yurtdışı makale ise 1935 yılında yayımlanmıştır. 1933 yılında İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi Enstitüsü kurularak bu alanda devrim gerçekleştirilmiştir. Büyük önderinde dediği gibi “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” sözünden yola çıkarak bugün de “Ay'ı görmek istiyorsan gökyüzüne bak” diyoruz. Ülkemizin geleceği tıpkı çağdaş dünya devletlerinde olduğu gibi uzaydadır.
İstikbal göklerdedir!