Geçen hafta 21 Aralık gecesi Nardugan Bayramını kutladık. Tüm eski göçebe (nomad) ve doğayla iç içe yaşayan toplum gelenek ve inançlarında olduğu gibi Türk kültür ve geleneklerinde de gün dönümleri önemli bir anlam taşır. Dünyamızın Güneş’e göre konumu değiştikçe Türk kültüründe de bu günler önemli sayılmış, o günlere özgü kutlamalar ve ritüeller gerçekleştirilmiştir.
En bilineni Türklerde yılbaşı sayılan Yenigün ya da diğer bilinen adıyla Nevruz 21 Mart’ta nasıl kutlanıyorsa diğer gün dönümleri de 21 Haziran’da özellikle Altay Türk kültüründe bilinen El Oyun Bayramı, 21 Eylül’de ise Altay Takır Bayramı ve geçtiğimiz hafta kutlanan Nardugan Bayramıdır. Ulusal ve yerel basında da yer alan bu özel gün Türklerde Türk kültüründe Ayaz Ata ve Kar Kız diye bilinen ruhsal kişiliklerin doğada ağaç diplerine ve dallarına yiyecek bırakarak kurt ve kuşları beslediği inancına dayanır. Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ bu konuda önemli savlar sürmüştür. Türklerin, ulusal inancı Tengricilik inancında Nardugan’ı kutladığını öne süren Çığ şunları söylüyor: “İnanışa göre, gecelerin kısalıp gündüzlerin uzamaya başladığı 22 Aralık’ta gece, gündüzle savaşır. Uzun bir savaştan sonra da gün, geceyi yener. Bu, güneşin yeniden doğuşu; bir ‘yeni doğum’ olarak algılanır. Türkler bu bayrama ‘Nardugan’ diyordu.” Nardugan, Moğol dilindeki Nar (Güneş), Türk dilindeki Tugan (Doğan) sözcüklerinden oluşmuştur. Tatarlar bu bayrama Koyaş Tuğa yani Güneş Doğan günü derler. Başkurtlar, Udmurtlar Nardugan veya Mardugan, Mişer Tatarları Raştua, Çuvaşlar Nartavan ya da Nartukan, Zırizyalar Nardava, Mokşalar Nardvan adını verirler.
Türklerde güneşin yeri çok önemli. Türk Mitolojisi ve inançlarına göre gecelerin kısalıp gündüzlerin uzamaya başladığı 21 Aralık’ta gece, gündüzle savaşıyor. Uzun süren savaştan sonra gün geceyi yenerek zafer kazanıyor. İşte bu zafer çam ve ardıç ağaçları altında Türkler tarafından kutlanmaktadır. Türk inancına göre “Yaşam Ağacı” denen mitolojik ağaçta çok kutsal. Bu nedenle Türklerde ağaç kültü çok önemli. Öyle ki bu kültür kilim halı ve genç kızların ve kadınların başlıkları ve giysilerine kadar yansımıştır. Altaylardan Balkanlara bu motif görülmektedir.
Bu özel günde, kışa hazırlanan doğada hayvanlar için doğaya; özellikle ağaç diplerine ve dallarına yiyecekler bırakılır, mevsime özgü nar, portakal gibi yemişler evde topluca yenilerek kış aylarında bereketsizlik olmaması kışın çok sert geçememesi için algış (dua) ve dileklerde bulunulur. Türkler toplumcu bir ulus oldukları için geleneklerini ve kültürel ritüellerini de toplumcu bir anlayışla icra etmektedirler.
Bu vesile ile özellikle zorlu geçen 2020 yılından sonra, tüm Türk ulusunun yeni yılını kutlar; 2021 yılının ülkemize ve ulusumuza iyilik, sağlık ve mutluluk getirmesini dilerim.