Tarih 30 Ekim 2020, saat 14.51. Önce hafif bir sarsıntı, sonra şiddetlenen bir uğultu ve yıkım. Rıza Bey Apartmanı, Doğanlar Apartmanı, Emrah Apartmanı ve daha birçoğu birçok insana mezar oldu ne yazık ki. Tam 1 yıl önce, deprem sonucu 117 yurttaşımız yaşamını yitirdi ve 1034 yurttaşımız ise yaralandı. Deprem sonrası Rıza Bey Apartmanı’nın enkazında kalan Ayda ve Elif bebeklerin kurtarılma anı ise hepimizi gözyaşlarına boğdu. Deprem sonrası gerek yerel ve bölgesel gerekse ülke genelinde müthiş bir dayanışma yaşandı. Yardım için gelen sivil toplum kuruluşları ve örgütlenmiş kurtarma ekipleri büyük bir çaba sarf ederek birçok kişinin yaşama dönmesini, hayata tutunmasını sağlandı. Ülke genelindeki seferberlik ile ülkenin dört bir yanından yardımlar yağmaya başladı İzmir’e. İzmir Büyükşehir Belediyesi de gerek geçici evler, gerekse bazı otellerde konaklama imkânı sağlayarak depremzedelerin mağduriyetini gidermeye çalıştı. İzmir deki halka açık park ve bahçelerde gıda, su ve tuvalet gereksinimleri için gerekli alanlar tahsis edildi.
Ege Denizi dünyada sismik olarak en etkin bölgelerden birisidir. Bu nedenle uzmanlarında belirttiği gibi ileriki zamanlarda da bu ve buna benzer şiddetli depremler kentimizi beklemektedir. Bu durumda depremi engelleyemeyeceğimize göre depremin hasarlarını azaltacak önlemleri almak en mantıklı olandır. Depremin karada değil Ege Deniz’i açıklarında olması ise şans eseridir. Çünkü uzmanlarında belirttiği gibi aynı deprem karadaki bir fayda olsaydı hasar ve etkilerinin sonucu daha da ağır olacaktı. Deprem sonrası üzücü ve kahredici olan bilgilerden birisi ise depremde yıkılan apartmanların daha önceleri çürük oldukları, depreme dayanıklı olmadığı raporu almasına rağmen hala ikametin sürdürülmesi ve hiçbir önlemin alınmamasıydı. Hatta bazılarının dış cephe çalışmaları ile hasarlarının üstünün örtüldüğü de iddialar arasında. Diğer şok edici durum ise bazı binaların zemin katında yer alan dükkânların ise yerden tasarruf amacı ile kolonlarının kesildiği iddiasıydı.
Sonuç olarak Türkiye konumu gereği fay hatlarının genç ve yoğun olduğu bir bölgede yer almakta. Bu doğal afet, durdurmak mümkün olmadığına göre buna uygun önlemler almaktan başka çaremiz yok. Zira Türkiye’nin deprem şiddet ve büyüklüğüne göre daha şiddetli fay barındıran Japonya’da deprem olduktan sonra kimsenin burnu kanamıyorsa bunun önlemini almak pekâlâ mümkündür. Depremde yaşamını yitiren yurttaşlarımıza rahmet diler, geride kalan ailelerine başsağlığı dilerim.
Bu arada 20 Mart 2020 tarihinde İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi bünyesinde kurulan teknoloji topluluğu “Bilinçli Temeller Zirvesi” adlı konferans ve sunum gerçekleştirdi. Sunuma internet üzerinden ulaşabilirsiniz.
Yazımı sonlandırırken başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm silah arkadaşlarını ve atalarımızı saygıyla anıyor, bizlere Cumhuriyeti armağan ettikleri için teşekkür ediyorum. Tüm ulusumuzun Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun!