Tarih 24 Ocak 1993 Ankara'da Karlı Sokak’ta bir patlama oldu. Bir araç suikast için yerleştirilen C-4 bomba düzeneği ile infilak etti! Türkiye’de bir mum, bir ışık söndü.
Evet soyadı olan Mumcu gibi ülkeyi aydınlatan aydınlarımızdan birisi idi merhum Uğur Mumcu. Alçakça ve haince kurulmuş bir pusu neticesinde ışığı söndürüp ülkeyi karanlığa boğmaya kasteden satılmışlar tarafından katledildi Mumcu.
Annesi Nadire Mumcu, babası Tapu Kadastro memuru Hakkı Şinasi Bey idi. Uğur Mumcu, 22 Ağustos 1942 tarihinde, Kırşehir'de dört kardeşten oluşan bir ailede dünyaya gözlerini açtı. Özgür ve Özge adlı iki evladı vardı. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu idi. Cumhuriyet Gazetesinde yazdığı yazılardan dolayı “Yunus Nadi Ödülü’ne” layık görüldü.
1969-1972 yılları arasında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde İdare Hukuku Profesörü Tahsin Bekir Balta'nın asistanı olarak görev aldı. 12 Mart döneminde TSK’yı dikkatli ve uyanık olması konusunda uyardığı için orduya hakaret ettiği gerekçesiyle Mamak Cezaevinde 7 yıl boyunca hapse mahkûm edildi. Tahsil derecesinden dolayı askerliğini yedek subay olarak yapması gerektiği hâlde, 1972-1974 yılları arasında Ağrı'nın Patnos ilçesinde, resmî tanımıyla "sakıncalı piyade eri" olarak vatani görevini tamamladı. Patnos'ta, ağır koşullar altında askerliğini yaparken, muzdarip olduğu ülseri yüzünden mide kanaması geçirdi.
Askerlik görevinden sonra yeniden Cumhuriyet Gazetesinde “Gözlem” adlı köşesinde 1977 – 1991 yılına kadar yazmaya devam etti. Bir süre Milliyet Gazetesinde yazılarına devam ettikten sonra 1992 yılında yeniden Cumhuriyet Gazetesinde yazmaya başladı. 8 Ocak 1993 tarihli Ültimatom adlı köşe yazısında yakında çıkaracağı kitabında istihbarat örgütleri ve bölücü terör örgütü arasındaki ilişkileri yayınlayacağını yazdıktan 2 hafta sonra evini önünde aracına kurulan bomba düzeneği ile katledildi. Suikastın ardından olay yerine gelen olay yeri inceleme uzmanları kalıntıların ve izlerin süpürgeyle süpürüldüğünü ve kanıtların bozulduğunu ifade etmiştir ve ne yazık ki suikastın failleri de yakalanamamıştır.
Uğur Mumcu şu günlerde de hasret kaldığımız nadir, gerçek gazetecilerden birisi idi ve toprak bu değerli evladını yedi. İleri görüşlülüğü ile ölümünden neredeyse 25 yıl önce 15 Temmuz Darbesini öngörmüş “Tarikatlara ve cemaatlere alınan genç çocuklar, 30 yıl sonra General olacaklar ve Cumhuriyete karşı ayaklanacaklar” sözleri ile bunu dile getirip, kaleme almıştır. Ölümünü ilkokul çağlarımda anımsadığım ve günlerce televizyonlarda konuşulan, dönemin siyasilerinin failleri bulmak için namus ve şeref sözü verdiği bir değerdi Mumcu. Yalan yanlış yazmaktansa kalemini kıracak kadar dürüst olan bu değerin ne olduğu belirsiz alçaklar tarafından kaleminin kırılması da acı vericidir.
NETİCEDE “VURULDUK EY HALKIM”