1- Rusya’nın Ukrayna’ya askeri saldırısı bir savaş mıdır ?
NATO ve BM açıklamalarında savaş yerine “işgal”, “saldırı”sözcükleri kullanılmaktadır. Ancak, savaşın en gerçekçi tanımı: Politikanın silahlarla sürdürülmesidir. Irak’ta yaşananlar, Suriye’de, Libya’da yaşananlara nasıl savaş diyorsak bu da bir savaşdır. Hukuki tanımlar yapılmasının nedeni izledikleri politikayı desteklemekten öte bir anlam taşımıyor.
2- Bu savaş sadece Ukrayna-Rusya arasındaki sorunlardan mı çıktı ?
Savaş, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi şeklinde başlamış olsa da, iki ülke arasında ki problemlerin asıl kaynağı başta ABD olmak üzere, batı emperyalistlerle Rusya arasındadır.
3- NATO’yu bu savaşın neresine koymak gerekir ?
NATO bir zamanlar SSCB’ye karşı, onu kuşatmak, caydırmak üzere oluşturulmuş emperyalizmin askeri bir tahtıdır. NATO’yu bağımsız bir güç gibi düşünmek yanlış olur. Kağıt üzerinde ne yazarsa yazsın, somut pratikte NATO’nun patronu ABD‘dir. NATO beyaz sarayın istekleri, politikaları ve talimatlarıyla hareket eder.
Varşova Paktı’nın dağılmasının ardından NATO’nun varlığına son verilmedi. Aksine Doğu Avrupa’da, yani geçmişte demokratik halk iktidarlarının oluşturduğu ve Varşova Paktı üyesi ülkeleri; Polonya, Slovakya, Çekya, Estonya, Litvanya, Romanya, Slovenya, Letonya, Arnavutluk, Bulgaristan, Kuzey Makedonya, Karadağ ve Hırvatistan’ı kendisine katarak Rusya’yı tam bir kuşatmaya aldı.
4- Savaş bir III.Dünya Savaşına dönüşür mü ?
III.Dünya Savaşı bugüne kadar yaşanan savaşlara benzemeyecektir. Nükleer silahların ulaştığı seviye göz önüne alındığında, böylesi silahların kullanıldığı bir savaşın kazananı olmaz. Dünyamız yok olur. Bu nedenle savaşın büyümesi ve III.Dünya Savaşına dönüşmesi ihtimalini yok derecesinde görüyorum.
5- Çin, İran, Pakistan ve Suriye gibi ülkelerden Rusya’yı destekleyen açıklamalar geldi. Nasıl açıklanır ?
Uluslararası ilişkilerde konumlanma yaşanan problemde kimin haklı, kimin haksız olduğuna göre şekillenmez. Çıkarlar konuşur. Ülkenin çıkarı neyi gerektiyorsa o yönde tavır alınır. Bu saydığımız ülkelerin tamamının ABD emperyalistleriyle sorunları var. İran yıllardır abluka altında. Çin’de ticaret savaşları hala sürmekte. Suriye’nin durumunu hepimiz yakından biliyoruz.
6- Türkiye’nin arabuluculuk önerisi hakkında neler söylenir?
Arabuluculuk girişiminde bulunanlar önce koşulların uygun olup olmadığına bakarlar. Buda yetmez; tarafların niyet ve rızası önemlidir. Yani önceden taraflarla diplomat görüşmeler netisinde böylesi bir ara buluculuğun gerçekleşip gerçekleşmeyeceği nabzı alınarak harekete geçirilir. Diğer türlüsü ön görüşmeler olmadan sorunun çözümünü belli bir olgunluğa getirmeden “biz arabulucu olmak istiyoruz” demek sonuç vermez. Sadece söylenmiş olmakla kalır. Arabuluculuğa soyunurken dikkatli olunmalıdır. Kavga edenler arasına giren, bazen en fazla dayağı yiyen olur.
Savaşın başlamasına saatler kalmışken Cumhurbaşkanı Erdoğan Afrika gezisindeydi. Geziyi yarıda bırakıp ülkeye döndü. Buradan çıkan sonuç: Erdoğan’ın kendisinin bile arabuluculuğunun kabul edileceğine inanmadığıdır.
7- Möntrö’ye dayanarak boğazların Rus savaş gemilerine kapatılması ne gibi sonuçlar doğurur ?
Türkiye, Ukrayna’nın kışkırtmalarına gelmemeli, emperyalist batıdan gelebilecek baskılara da boyun eğmemelidir.
Ukrayna, ABD ve AB tarafından destekleneceği vaadiyle Rusya’ya karşı kışkırtılıp yanlız bırakıldı. Hatta daha eskilere gidersek Ukrayna’nın elinde nükleer silahlar vardı. 1994 Budapeşte Memorendumu uyarınca batının verdiği güvenceler karşılığında mevcut nükleer silahlarını imha etti. Şimdi düştüğü durum gözler önündedir. Türkiye batının ipiyle kuyuya inemez. II. paylaşım savaşında İsmet İnönü’nün izlemiş olduğu politika, bugün yol gösterici politika olmalıdır.
8- Ukrayna yönetimi yalnız ve çaresiz bırakıldığını söylüyor. Ukrayna’ya nasıl destek olunabilir ?
Bizde perşembenin gelişi çarşambadan bellidir diye bir söz var. Ukrayna bugün yalnız ve çaresizse kabahatin çoğunu izlediği politikada aramalıdır. Deneyerek öğrenmenin faturası ağır olur. Üstelik yaşanan pek çok olaydan Ukrayna yönetimi ders almadı. 2008 yılında Rusya, Gürcistan’a savaş açtı. Nedeni ise yine NATO’nun genişleme politikalarını durdurmak Gürcistan’ın NATO üyesi olmasını engellemekti. 2014 yılında Ukrayna toprağı sayılan Kırım, Ruslar tarafından önce işgal, sonra ilhak edildi. Ukrayna doğrudan kendisinin yaşadığı bu olaydan da ders almadı. Yanlış politikalarla çırpındıkça kaybetti. Malesef bugün hala aynı polikalarında ısrar ediyorlar.
9- Batının yaptırımları Rusya üzerinde ne kadar etkili olur ?
Ekonomik yaptırımların Rusya üzerinde ne kadar etkili olacağı tartışmalıdır. Yakın geçmişte benzer yaptımlara muhattap olan Rusya, saldırıya kalkışmadan mutlaka bir planlama yapmış olması gerekir. Olayın diğer bir boyutu ise bu yaptırımlar sürdürülebilir mi ? Rusya’dan daha şimdiden karşı hamle geldi. Avrupa’ya doğalgazın metreküpünü 2000 Euro’ya satacağını ilan etti. Enerjide Rus doğalgazına bağımlı Avrupa sanayisi de ciddi biçimde yaptırımlardan olumsuz etkilenecektir.
Ayrıca Rusya ile hareket edeceği belli olan Çin, batının açıkladığı yaptırımlara “illegal yaptırımlar” dedi.
10- Türkiye bu savaştan nasıl etkilenir ?
Ukrayna savaşı, kriz içerisinde bulunan Türkiye ekonomisine darbe vurarak tuz biber oldu. Bir bu eksikti dedirtti. Bazıları pandemi sürecinin başında olduğu gibi Türkiye’ye fırsat doğdu diyerek toz pembe tablolar çizsede, gerçekler farklıdır. Savaştan en fazla etkilenen ve etkilenecek olan ülkelerden biri malesef Türkiye’dir. Savaşın yaratacağı tahribata hazırlıksız yakalanmıştır.
Son cümlede; bu savaşı durduracak olan önce Ukrayna halkının kararlılığı, sonra ise Dünya kamuoyunda yükselen Savaşa Hayır ! sesleri olacaktır..