'İzmir'de başarılı olamayan siyasi parti yok olur'

Türkiye siyasetinde her geçen gün yeni bir seçim tamtamları çalınırken İzmir özelinde birinci parti olan Cumhuriyet Halk Partisi'nde geçmiş dönemlerde başarılı çalışmalara imza atmış bir isimle 'ne, nasıl yapılmalıyı' konuştuk.

İzmir siyasetinin genç simalarından sosyo politik üzerine halkla ilişkiler uzmanı ve işadamı Orhan Karaoğlu, Cumhuriyet Halk Partisi’nde il yönetiminde olduğu sürede geçirdiği tüm seçimlerden başarı ile çıktığını, çalışma yaptığı bölgelerde oyları artırdığını dile getiriyor. Başarının çok çalışmakla mutlaka elde edilebileceğini belirten Karaoğlu, doğru stratejilerin uzun vadeli planlarla hayata geçirilmesinin önemine vurgu yapıyor. İzmir’in ülke siyaseti için ayrı bir önem taşıdığını ifade eden Karaoğlu, “İzmir’de başarılı olamayan siyasi parti yok olur” diyor.

E4 HABER: Aktif siyasetin içinde, il yönetiminde görev almış bir isim olarak CHP’nin İzmir’deki seçim başarısında örgütün katkısı nedir sizce? Siz kendinizi bu başarıda nasıl değerlendiriyorsunuz?

O. KARAOĞLU: 1980 sonrası Cumhuriyet Halk Partisi’nin ilk il gençlik kolları başkanı olarak ve aynı zamanda partinin omurgasının çeşitli kademelerinde görev yaptığım sürece gördüğüm tek gerçek var: Örgüt, yönetim, yurttaş üçgenindeki tamamlama iletişim kanallarının tümünün açık olmasıyla ve örgüt içi başarının hikayesinin mükafatlandırılmasıyla olur. Dolayısıyla örgüt, homojen yapısının kaybolmaması için daima aktif tutulmalı. Başarının bu aktiflikle ve çok çalışmanın sonucunda elde edildiğini gördük ve bundan sonra da göreceğimize eminim. Görevde olduğum 4 yıl süresi zarfında da bu öngörülerimi uygulamaya çalıştım. Sonuç olarak da kendisini yenileyebilir ve geliştirebilir örgütle Cumhuriyet Halk Partisinin başaramayacağı hiçbir şey yoktur.

E4 HABER: 2014 yerel seçimlerinde CHP’nin kaybettiği ilçeler de var ve genel seçimde düşen oylar... Bundan sonraki süreçte bu kayıpların geri kazanılması için neler yapılmalı sizce?

O. KARAOĞLU: Düşen oyların ve alınan sonucun sadece örgüte ve il yönetimine bağlamayı doğru bulmuyorum. O süreç içerisinde genel merkezin kontenjan adayların tespiti konusunda aktif, aynı zamanda hatalı rolünün sonucu önemli alanda etkilediğini düşünüyorum. Keza o dönemde alınan hem yazılı hem sözlü kararlar ve örgütün yeterince listelerde temsil kabiliyetinin olmaması ve kongre süreçlerinin de başlatılması sonucu etkileyen en önemli etkendi. Hafızamızı tazelersek eğer AKP birçok ilde istediği sonucu alamadığını görünce kasımdaki erken genel seçimde listelerini tazeleyerek bu durumu bertaraf etmiştir. O dönemde bu konuyla ilgili düşüncelerimi üslubunda hem genel merkeze hem görsel basına hem de yazılı basına bildirmiştim. Ne kadar haklı olduğum da sonuçlar gelmeye başladığında bölge bölge, ilçe ilçe ortaya çıkmıştır. Halbuki eğer genel merkezimiz kontenjan adaylar konusunda örgütün gençlik ve kadın kollarından gelen kadrolarımızı aktive edebilseydi sonucun çok daha farklı olabileceğini görürdük.

E4 HABER: Siyasetin bilgi ve akılla, bireysel özgürlüklere dokunmadan yapılması gerekliliğinin ortaya çıktığı bir dönemde özellikle genç nesille başarılacak bu çalışmalarda CHP’nin durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

O. KARAOĞLU: 1980’e kadar devlet erkanı siyasi partilerde bir süreçten sonra görev yapabiliyor, partiye bilgi ve tecrübe akışı sağlayabiliyorlardı. 1980 ihtilali bunun da önünü kesti ve bilgi akışı durdu. Gençler de bu bilgilerden yoksun kaldı ve artık mikro anlamda siyaset yapılıyor. Bugün bu yüzden bir Anavatan’dan, Doğru Yol’dan, Saadet Partisi’nden bahsedemiyoruz ama Cumhuriyet Halk Partisi’nden bahsediyoruz. Neden? Çünkü 90 yıllık bir geçmişi var. Gençlerle yol almış bir partiyiz. Bizde bundan sonra da en önemli mesele bu olmalı artık siyaseti gençleştirmemiz lazım. Akılla bilgiyi, bilgiyle gençliği birleştirmemiz lazım. Bilgi artık o kadar kolay ulaşılabilen bir şey ki. Siyaset bilgiyle, gençlerle oluyor.

E4 HABER: İl yönteminde olduğunuz sürede hem partide hem de valiliğin bünyesinde insan hakları konusunda sorumluluk aldığınız için İzmir’e bu gözle bakma fırsatınız da oldu. İzmirlinin insan hakları konusundaki duruşunu nasıl buluyorsunuz.

O. KARAOĞLU: İzmir insanı sıcaktır, duyarlıdır. Cumhuriyet tarihinde İzmir hep yönlendirici olmuş, liderlik bile yapmış. İzmir halkı kendisiyle, çevresiyle, kenti ve ülkesiyle yakından ilgilenir, duyarlıdır. Zamanı geldiğinde tepkisi ağır olur. Sandıkta gömer, bununla da kalmaz. İzmir’de başarılı olamayan bir siyasi erk yok olur. Bunun çok örnekleri var tarihimizde. Bu yüzden İzmir’i anlamak çok önemlidir. İzmirli rahat olduğu kadar kendi bireysel haklarından asla taviz vermez. Siz şunu yapmayacaksın, bunu yapma, tuh, gavur derseniz, İzmir’i hiç tanımayan birilerini de başa getirmeye kalkarsanız İzmirli tepki verir. Bunun matematiğini yapmak zor değil ama siyasi rant gözleri kör ediyor. İzmir insan hakları konusunda sonuna kadar duyarlıdır. Bunu basit birkaç örnekle anlatayım. Gezi olayları sırasında bir öğrencinin suyun var mı deyip su verdiğini, oradaki gençlere pasta, börek yapıp getiren anneleri gördük. İzmir’de bir yol sorsanız adam yerinden kalkıp yapar, İstanbul’da ters yöne gönderilirsiniz. Duyarlı olduğu kadar takipçi de. Bir işin takibini bırakmaz İzmirli. Siyasi erkin de söylediği her şeyi sorgular. Delik pabuçla siyasete başladım diyenlerin dünyanın en zengin 20 kişisi arasında olmasını sorguluyor, sorgular.

E4 HABER: Son olarak erken bir genel seçim bekliyor musunuz? Her an her şey olabilir mantığıyla örgütün çalışmaları şimdiden nasıl şekillenmeli sizce?

O. KARAOĞLU: Ben bir siyasetçi aynı zamanda ekonomiye can katmaya çalışan bir iş adamı olarak üzülerek belirtiyorum ki erken bir genel seçim pek yakında kapımızda. Gerek ekonomiden gelen tehlike çanları gerekse Ortadoğu bataklığında bulunduğumuz şartlar aynı zamanda HDP ve MHP’deki değişim süreçleri bunu destekliyor. Dolayısıyla erken bir genel seçimin aynı zamanda başkanlık referandumuna dönüşen seçim algısının en geç 2017 Haziran ayına kadar şekillenmesi olasıdır. Örgütlerimizin tümünün bu anlattığımız olağanüstü hallere ve iktidara yarayacak baskın bir genel ve referandum seçimine hazırlıklı olması gerekiyor. Genel merkezimizin de yeni müzminler, dargınlar, kırgınlar yaratmadan parti içi barışı sağlamaya yönelik tercihlerini doğru yapması önemlidir. Örgütlerin ve örgütten gelenlerin önemsenmesi bu süreçte çok önemli. Unutulmamalıdır ki CHP gerek örgütleriyle gerekse gençlik kollarından yetişen kadrolarıyla hem yönetime layıktır, hem de ulusu yönetme kabiliyetine sahiptir.