Yönetici olarak çalıştığım şirket, sorumlu olduğum bölümde bir birimin kapatılmasına, çalışan yedi kişinin işten çıkarılmasına karar vermişti. İşvereni üç kişinin başka görevlere verilmesi için ikna ettim. Gidecek dört kişi kimler olacaktı? Hepsinin işe ihtiyacı vardı. Buna nasıl karar verecektim? İşini kaybedecek olanlar ne yapacaktı? Neler hissedecekti?
İki Gün, Bir Gece (Deux Jours, Une Nuit) filmi bu soruya en iyi cevabı veriyor. İşini kaybetmek üzere olan Sandra’nın yaşadıklarını filmin adında olduğu gibi iki gün bir gecelik zaman diliminde onunla birlikte yaşıyoruz. Belçikalı yönetmen, senarist ve yapımcı Dardenne kardeşlerin (Jean-Pierre ve Luc Dardenne) senaryosunu birlikte yazıp yönettikleri 2014 yılı yapımı film Avrupa’da yaşanan işsizlik sorununa ve insanlar üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekiyor. Filmin başrol oyuncusu Marion Cotillard, olumsuz çalışma koşulları yüzünden depresyonda olan kahramanımız Sandra’yı çok iyi canlandırıyor.
Belçika’da küçük bir işletmede çalışan Sandra sağlık sorunları nedeniyle işine ara vermiştir. Tekrar işine dönmek istediğinde ise onun yokluğunda on altı kişi ile işin yürüdüğünü gören işveren ve birim şefi Sandra’yı tekrar işe almak istemezler. Ancak bunun kararını kendileri vermek yerine onun iş arkadaşlarına verdirmek için oylama yaptırırlar. İşçilerin iki seçeneği vardır. Sandra işte kalacak ya da bin avro ikramiye alacaklardır. Onun yokluğunda yapılan oylamada sadece iki kişi Sandra’nın kalması için tercih yaparlar. Bunlardan biri arkadaşı Juliette’dir. Julitte’in ısrarı üzerine Sandra hafta sonu tatili başlamak üzere iken işveren ile görüşerek yeni bir oylama yapılmasını sağlar. Pazartesi sabahı gizli oylama yapılacaktır. Çünkü işçiler şeften çekindikleri için Sandra’nın aleyhine oy vermişlerdir.
Onun işsiz kalması karşılığında bin avro ikramiye alacak olan iş arkadaşlarını hafta sonu kendisinin işte kalması için ikna etmesi gerekmektedir. Bunun için iki gün, bir gecesi vardır. Arkadaşları ikramiyeden vazgeçip onun tekrar işe dönmesini isteyecekler mi? Ya Sandra onu istemeyen arkadaşları ile nasıl tekrar birlikte çalışacaktır.
Sandra’nın kocası fast food restoranında aşçı olarak çalışmaktadır. İlkokul çağında bir kız ve bir oğlu vardır. Depresyonda olan Sanda sürekli ilaç kullanmaktadır. İşsiz kalmak, ev kredisini ödeyememe endişesi ve en önemlisi de iş arkadaşları tarafından paraya tercih edilmek onu daha da kötüleştirir. Kullandığı ilacın dozunu sürekli arttırır. Kocasının desteği sonucu arkadaşları ile görüşerek pazartesi sabahı yapılacak yeni oylamada onun işte kalması için oy vermeye ikna etme turuna başlar. Arkadaşları alacakları paraya gereksinimleri olduğunu söyler. Bazıları kalması yönünde oy kullanacağını söylerken bazıları da bin avroyu almak zorunda olduklarını bu nedenle tercihlerini ikramiyeden yana yapacaklarını söylerler. İşçiler arasında yabancı işçiler de bulunmakta ve aralarında hem iş güvencesi hem de ücret adaletsizliği vardır. Hatta ücretler yetersiz olduğu için iş dışında başka işler de yapmaktadırlar. Yönetmen kardeşler bunu Avrupa’nın bir gerçeği olarak bize sunarlar. Arkadaşlarından birinin evde olmasına rağmen onunla görüşmek istememesi Sandra’yı ikna görüşmelerinden vazgeçmesine neden olsa da kocası ısrar eder.
Sandra’nın görüştüğü arkadaşlarından bazıları para için onun işsiz kalmalarını tercih ettikleri için pişmanlık duymaktadırlar. Bunlardan biri de Timur’dur. Timur boş zamanlarında çocuklara futbol dersi verdiği sahada Sandra’ya ağlayarak pişman olduğunu söylemesi farklı milliyetlerden insanların aynı duyguları paylaşmaları için sadece insan olmak gerektiğini hatırlatır gibidir. Son görüştüğü arkadaşı Anne evlerinde tadilat yaptıkları için paraya ihtiyaçları olduğunu kocası ile görüşüp tekrar değerlendireceğini söyler. Ancak Anne’nın kocası bin avro ikramiyesi istemektedir. Bunun üzerine Sandra pes eder. Çocukların yataklarını düzeltir ve bir kutu ilaç içer. İşte bu sırada kocası Anne’nin onu görmek istediğini söyler. Anne kocası ile kavga ettiklerini hatta ondan ayrılacağını oylamada kendisini destekleyeceğini söyler. Sandra’nın ilaç içtiğini itiraf etmesi üzerine hastaneye kaldırılıp midesi yıkanır.
Sandra’nın İki Gün, Bir Gece süren ikna çabaları bazı arkadaşlarının vicdan ve yaşamlarında çatırdamalar yaratsa da bu oylamada nasıl sonuçlanacaktı? Onu destekleyenler hem bin avro ikramiyeyi kaybedecekler hem de diğer işçiler, şeflerinin ve işverenin gözünde olumsuz bir yer edinecektiler. Gizli oylama sonucunda sekiz arkadaşı Sandra’nın işte kalmasını sekiz işçi de ikramiyeyi tercih ederler. İşine devam edebilmesi için çoğunluğu sağlayamamıştı.
Ancak işverenin Sandra’ya bir önerisi vardı. İşine devam edebilirdi. On altı kişiye ihtiyacı vardı ve birkaç ay sonra sözleşmesi bitecek olan bir zenci işçi yerine onu tekrar işe alabilecekti. Kararı ona bırakır. İşsiz kalacaktı veya oylamada kendisinin işte kalması yönünde oy kullanan zenci işçi yerine işine dönebilecekti. Ne de olsa “Demokrasi” vardı ve insanlar oylarıyla geleceklerini belirliyorlardı!