Gündem ‘Ya Kanal Ya İstanbul’ iken Cumhurbaşkanı’nın “rezil ettiniz İzmir’i” çıkışı gerçekten ilginçti…
İstanbul’da yarım asırdır iktidar olan AKP’nin kente yaptığı türlü türlü rezillikler ortadayken İzmir’in uğradığı doğal afetleri üzerinden karalanması tam bir akıl tutulması.
Bir de okurken insanın bir gülesi geliyor Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’nu hedef alarak, “İzmir AK Partili belediyeciliğini görmedi, hep sizde. Rezil ettiniz İzmir'i” cümlesine…
Tepinerek bir şeyler isteyen çocuklar aklıma geliyor her okuduğumda…
Bir çocuğun oyuncak kavgası etmesi gibi… Neden hep sizde? Banane, banane… Ben de istiyorum. Benim o, benim…
Şimdi gelelim Kanal İstanbul projesi ile asıl sizin rezilliğinize…
Her şeyden önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ısrarla anlatıyor hukuki değil, biz bu hukuksuzluğun içinde değiliz, yokuz diye…
“İBB ve ilgili bakanlıklar arasında hazırlanmış hukuksuz protokolden çekildik çünkü o protokol dönemin atanmış başkanı (Mevlüt Uysal) tarafından İBB Meclis kararı olmadan yetkisiz şekilde imzalanmıştı” diyor; ‘meclisin onayı yok’u vurguluyor.
15 madde ile kanalın neleri yok edeceğini, İstanbul’u nasıl rezil edeceklerini, felaket, ihanet ve cinayet projesi olduğunu çıktı anlattı İmamoğlu…
Bence şu kısmı çok etkileyiciydi: Bunca genç işsizlikten inlerken, bunca insan yoksulken, sürdürülebilir üretim, sürdürülebilir istihdam ve sürdürülebilir refah için bunca fabrika kurma ihtiyacı varken, 16 milyonluk bu şehrin geleceği olan çocuklar yeterince beslenemezken, bizim önceliğimiz Kanal İstanbul olamaz.
Çılgın değil çıldırtan projenin ülkeye ve İstanbul’a vereceği zararlar o kadar çok ki işte onların da bazıları şöyle:
Deprem riskini arttırıyor; 600 tas ocağının bir yılda kullanacağı kadar dinamit patlatılacak…
İstanbul tarım alanlarının %13’ü yok olacak…
200.808 ağaç kesilecek veya yer değiştirecek…
Kuzey ormanları, su kaynakları, Sazlıca Barajı, tarım ve mera alanları yok olacak. Su kaynakları ve toprak tuzlanacak, eko sistem bozulacak!
Marmara denizi yok olacak…
Alanda 8.300 parsel var. Bu parsellerden 5.908’i özel mülkiyet. Satın alınacak toprak miktarı 28.785.077 metrekare…
ÇED Raporuna göre; 1.555.668.000 metreküp hafriyat, günde en az 10 bin kamyon ile 4 yıl boyunca taşınacak…
Projenin bedeli 75 ile 125 milyar TL arasında… Proje; yap-işlet-devret modeli ile veya bütçeden yapılacak…
3 milyon nüfus barınacak, Araplar şimdiden arsaları kapatmışlar bile…
İmamoğlu’nun Ya Kanal Ya İstanbul diyerek karşı çıkmaya davet ettiği projeye itiraz dilekçeleri yağıyor.
82 milyonun üzerinde vebaldir itiraz etmek geleceğimiz, çocuklarımız, torunlarımız için…
İmamoğlu’nun şu sözleri de bir yere not edilesi türden:
Bu şehirde hiçbir güç, bu şehrin ortak aklının önüne geçemez. Bu ülkenin geleceğini riske edecek işlere, ‘Ben yaptım, oldu. Benim dediğim doğru’ diyemez. Bu kadim şehir, sahipsiz değildir. Bu milletin kaynaklarının hesapsız kitapsız, sorgusuz sualsiz harcanmasına seyirci kalınmayacaktır. İstanbul, hiç kimsenin tek başına babasının çiftliği değildir. İstanbul, 16 milyon insanındır, 82 milyon vatansever yurttaşındır. Hatta dünyanın bile gıptayla baktığı, dünyanın bile hakkının olduğu göz bebeği bir coğrafyadır. 1453’ten beri bize emanet olan bu topraklara SAHİP ÇIKACAĞIZ VE ASLA İHANET ETTİRMEYECEĞİZ.