Silvan'da fırına ekmek almaya giden, ismini dahi tam olarak öğrenemediğimiz bazı haber ajanslarına göre Fırat bazılarına göre Mehmet Emin Simpil adında 12 yaşındaki bir çocuk, yola döşenen mayının patlatılması sonucu yaşamını yitirdi... Kayapınar'daki çatışmalarda 2 polis, Silopi'de bir eve sığınan 3 genç öldürüldü. Şırnak milletvekili Ferhat Encü, gençlerin infaz edildiğini açıkladı...
Yeniden başlayan çatışma ortamı ile ölümler sıradanlaştı. Yaşamını yitirenler istatistikte sadece bir sayı olarak yer almaya başladı...
Sağanak halde ölüm yağarken üzerimize...
Ve biz; acılarımıza, acı olduğu kadar da korkunç, dayanılması imkansız gerçeğe sırtımızı dönerek yaşamı sürdürmeye çalışıyoruz... Beyinlerimiz dumura uğradı... Düşünmek, tartışmak şöyle dursun; gazete haberini okumak içimizden gelmiyor... Akşam TV'de ana haber bültenlerini dahi açmıyor, müzik eğlence içerikli programlar arasında zaping yapıyoruz... Korku bir yere kadardır. Bu kadarı tek başına korku ile açıklanamaz... Kendimizden kaçıyoruz... Gözlerimizi kapatıp görmezsek, kulaklarımızı tıkayıp duymazsak daha az acı çekeceğimizi sanıyoruz...
Kendimizi kandırmayalım... Halk, ''BARIŞ'' demedikçe bu acılar bitmez ve çığ misali büyümeye devam eder ...
Sağanak halde ölüm yağarken üzerimize...
''Anlamsız'' bu çatışma ortamı elbette bir gün son bulacaktır. Devam etmesine madden imkan yoktur. Halkın destek vermediği her politika gibi savaş siyaseti de halk desteğinden mahrum sürdürülemez... Ancak, bugünkü çatışma ortamına halkın tepkileri son verdiğinde sonuçları da farklı olacaktır...
Sağanak halde ölüm yağarken üzerimize...
Sınırın öte tarafında ABD öncülüğündeki koalisyonla birlikte Türkiye, hava operasyonlarına katılıyor ve İŞİD mevzilerini bombalıyor... Karada piyade diyebileceğimiz en ciddi askeri güç: YPG'dir... Sınırın karşı tarafında müttefik olanlar, sınırın bu yakasında birbirlerine bomba-kurşun atıyor...
Sağanak halde ölüm yağarken üzerimize...
Kaybedilen bir seçimin sonuçlarını içlerine sindirmeyip seçim tekrarlanırken; yeniden tek başına iktidar olabilmek için savaş yapılamaz diyebilmeliyiz...
Kürt milliyetçileri açısından da bu çatışma anlamsızdır. Silahlı mücadelenin haklı ve ideolojik bir dayanağının olması gerekir. ''Bağımsızlık talebim yoktur'' diyeceksin ama çatışmalar sürecek. Masaya davet için kan akıtılamaz, akan kana yazıktır diyebilmeliyiz...
Sağanak halde ölüm yağarken üzerimize...
Her iki taraf da, emperyalizme rüştünü ispat etme hesaplarıyla hareket etmekte ve politika yapmaktadır... Emperyalizme hizmet yarışına tutuşmuşlar...
Olayları ve gelişmeleri değerlendirirken şu basit gerçeği unutmayalım: Latin Amerika, Afrika, Uzak Doğu, Balkanlar ya da Ortadoğu fark etmiyor; emperyalistler dünyanın neresinde bir politika geliştiriyorlarsa, bunu sadece ve sadece kendi ekonomik-siyasi-askeri çıkarları için yapıyorlar. Emperyalist politikalarla halkların çıkarları daima karşı karşıyadır. Emperyalistler, ne Türklerin, ne de Kürtlerin kurtarıcısı ve dostudur...