Geçtiğimiz ay iç politikada önemli tartışma konularından biri; AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın isteğiyle İstanbul, Ankara, Bursa, Niğde ve Düzce Belediye başkanlarının istifa etmeleriydi.
Bağımsız ya da partili olsun, belediye başkanları seçildikleri ve mazbatalarını aldıkları andan itibaren, mevcut yasalar gereğince kamu görevlisidir. Kamu görevlilerinin de ne şekilde görevden alınacakları yine yasa ile belirlenmiştir. Misal; Belediye Kanunu’na göre, belediye meclis üyeleri gensoru önergesi vermek ve verilen gensorunun oylanması neticesinde mevcut belediye başkanını başkanlıktan düşürebilirler…Ancak şu olmaz: Üyesi oldukları, aday gösterildikleri parti organlarının kararı ya da o partinin genel başkanının keyfiyetiyle görevden el çektirilemezler.
AKP’li belediye başkanlarının “zorla” istifa ettirilmesi olayının hukuki boyutları fazlaca tartışıldığı için detaya girmeden bu kısa hatırlatmanın ardından asıl değinmek istediğimiz noktalara gelelim…
İstifaları istendiğine göre, ortada istifayı gerektirecek ciddi bir durum olmalıdır… Erdoğan bu belediye başkanlarına haber gönderip istifa edin direktifi verirken halka, kamuoyuna bir açıklama yapması gerekirdi. Böyle bir açıklama göremedik. Kamuoyundan gelen ısrarlı sorular üzerine AKP Grup Başkan Vekili ‘’Belediye başkanlarımız suç işledikleri için istifalarını istemiyoruz’’ dedi.
Peki ne için istifaları istendi?
Bu soruya net ve anlaşılır bir cevap halen verilmiş değil. Kamuoyu papatya falı açar gibi ihtimalleri tartışmak zorunda bırakılmıştır.
Önce istifa ettirenden başlayalım… Böylesi bir hamle Erdoğan’ın işine yarar mı?.. Evet, yarar. Yarar çünkü bugün yaşanan kriz öncekilerden çok farklı. Örneğin 2008 krizi ile karşılaştırıldığında; bundan 10 yıl önce Suriye’de iç savaş patlak vermemiş ve bu savaşın ülkemize maliyeti ortada yoktu. Başta ABD, AB ülkeleri ve Rusya ile ilişkiler bozulmamış-gerilmemişti. Turizm sektörü krize rağmen bacasız fabrika işlevini sürdürüyordu… Resmi-gayrı resmi yollardan Türkiye’ye sıcak para girişi kesilmemişti. Katar parası artı kaydı belli olmayan Rıza Sarraf parasıyla ekonomi 5-6 yıl geçici olarak iyi gösterilmişti. Özelleştirme adı altında satılacak kurum ve tesislerin sonu gelmemişti… Bugün hepsinin sonu geldi… Ve beraberinde ağır yükler getirdi…
Sadece Sarraf davasında; Türk bankalarının ambargoyu delmelerine yönelik suçlamalarla ilgili Türkiye ya da söz konusu dava iddianamesinde adı sıkça geçen Erdoğan adına olumsuz sonuçlar çıkarsa seyreyleyin gümbürtüyü…
Tüm bu olumsuz tabloya rağmen Erdoğan seçime hazırlanmakta. Şimdiden oluşabilecek tsunamilere karşı şimdiden dalga kıran oluşturmak amacıyla böylesi bir hamlede bulunmuş olabilir…Ayrıca, yargıda aklanmayan Erdoğan’ın kendine Temiz Eller Savcısı Di Pietro rolü biçerek ve bu yolla halk üzerinde siyaseten bir algı yaratarak hala hafızalarda silinmeyen 17-25 Aralık iddialarından arınma yolunu da tutması ihtimaldir…
İstifa eden belediye başkanlarına gelince… Basın yayın organlarını davet ederek, kameralar karşısında saatlerce ne kadar faydalı, ne kadar iyi ve güzel hizmetler yaptığınızı anlatmanız yok hükmündedir. Boşa nefes tükettiniz…İyi, güzel hizmetlerin karşılığı istifa olmasa gerek!.. Gerçekten samimiyseniz, kendinize güveniniz ve azıcık cesaretiniz varsa, aynı başkan seçilirken yaptığınız gibi istifa ettiğiniz tarih itibarıyla mal beyanında bulunun. Erdoğan değil, halkımız da hakkınızda karar versin…