Her geçen gün daha kötüsünü düşünmemek için tutunacaklarımızın listesini yapar olduk.
Maskeleri de attığımıza göre “salgın bitti”, “zaten gündemin olağan akışındaki yerini aldı”nın yanında hepimizin “küresellerin” dışında elbette özel karamsarlık nedenleri var.
Ancak bugün Rus-Ukrayna savaşı, savaşın yok ettiği hayatları, sığınaktaki insanları, sesleri, hastane sığınağında doğan bebekleri, kanser hastası çocukların sığınaktaki hallerini izliyor, okuyor ve küresel bir acı ve kaygının içinde buluyoruz kendimizi…
İleride tüm dünyayı, ülkemizi ve hepimizin hayatını ve geleceğimizi etkileyecek küresel durumları konuşuyoruz, bizim için büyük dünya için küçük kaygılarımızın yanında…
Ve bugün 8 Mart, Dünya Emekçi Kadınlar Günü! Her 8 Mart’taki gibi bu kez de maalesef yaşam hakkı başta olmak üzere tüm kadın haklarının olmadığı bir coğrafyada acıları, ölümleri, yok olan hayalleri konuşuyoruz. Başka 8 Mart’lara uyanmayı umut ediyoruz.
Bugün keşke emekçi kadınların, kadın haklarının, insan haklarının geldiği noktayı, demokrasimizle taçlandığını, kadın cinayetlerinin hiç olmadığını konuşabilsek.
Ama yıl 2022 ve ülkemizde gerçekler şöyle:
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun yayınladığı rapora göre, Ocak ayında 26 kadın erkekler tarafından öldürüldü, 28 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulundu.
Platform, Şubat ayında 23 kadının öldürüldüğünü, bunun haricinde 21 kadının ölümününse şüphe taşıdığını bildirdi.
Şubat ayında öldürülen 23 kadının 10’u evli olduğu erkek, 4’ü birlikte olduğu erkek, 3’ü akrabası, 2’si eskiden birlikte olduğu erkek, 2’si kardeşi, 1’i oğlu ve 1’i de tanıdık biri tarafından öldürüldü.
Kocası, sevgilisi, eski koca ya da sevgilisi, kardeşi, oğlu ya da tanıdık bir erkek tarafından öldürülen canlar…
Anıt Sayaç var bir de. Birer tuğlada yazılı olan isimler kocaman dijital bir duvarı oluştururken yukarıda kocaman rakamlı kocaman bir sayaç… Türkiye’de kadına yönelik şiddetten ölen kadınların anısını yaşatmak için internet üzerinden kurulmuş bir anıt ve her gün güncellenen bir sayaç olan Anıt Sayaç’ın (anitsayac.com) duvarı her geçen gün yükseliyor. Sayaç arttıkça umut eksiliyor…
Birleşmiş Milletler (BM) kadına şiddet vakasını "Kadınkırım" yani "Kadın Soykırımı" olarak tanımlıyor.
Türkiye’de kadınkırım, devlete önleme, koruma, etkin soruşturma sorumluluğu yükleyen İstanbul Sözleşmesi'nin feshiyle daha da tırmandı. Erkek egemen zihniyetin hakim kılınması sistematik erkek şiddetine serbest alan bırakırken AKP iktidarı, kadınların ve toplumun tüm haklı itiraz ve protestolarına rağmen İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi başta olmak üzere kadın erkek eşitsizliğini savunan söylem ve uygulamalarla, kadına yönelik erkek şiddetini ve ayrımcılığı derinleştiren politikalarla birbiri ardına yaşanan kadın cinayetlerine zemin hazırlıyor.
Bu kalıcı MUTSUZLUĞU tersine çevirmek mümkün mü peki?
Toplumsal cinsiyet eşitliğinin bu ülkedeki her bir bireye kodlanması için sağlam bir demokrasi ve eğitim şart.
Bana bir sosyal medya gönderisi tekrar hatırlattı, mutlu ülke olur mu gerçeğini.
Bir Orta Amerika ülkesi olan Kosta Rika, her yıl dünyanın en mutlu ülkesi seçiliyor. Dünyanın görece geri kalmış, çatışmaların, organize suçun ve politik gerilimlerin yoğun bir bölgesinin ortasında bir ülkenin ‘dünyanın en mutlu ülkesi’ olması, her açıdan ezber bozan bir durum.
Neden mi? Kosta Rika, oturmuş bir demokrasi, yüzde 98’lere varan okuma yazma oranı, yüzde 92’lerde istihdam oranı, sorunsuz bir sağlık sistemine sahip. Ve belki de günümüz için önemi biraz daha fazla olacak asıl gerçeği ordusunun olmayışı… 1948’de dönemin devlet başkanı Jose Figueres, elinde balyozuyla ordunun ana karargahının bahçe kapısını yıkıp anahtarı eğitim bakanına vererek buranın Ulusal Sanat Müzesi olarak kullanılacağını açıklarken, ülkenin gelecekte yaşayacağı pek çok mutsuzluk ve soruna da balyoz indirmişti aslında…
Ülkelerin eğitim ve sağlık için ordudan daha fazla harcadığını düşünürsek durumu daha net anlayabiliriz belki!
Yabancı konukları, askeri kıta yerine misafir ülkenin renklerinde giyinmiş çocuklar karşılıyor.
İstikrarlı ve sağlıklı işleyen demokratik yapıları sayesinde komşuları iç savaşlar ve çetelerle mücadele ederken 74 yıldır ordusuz ve çatışmasız bir coğrafya inşa etmeyi başarmış ve tüm doğal güzelliklerine temiz enerji politikasıyla sahip çıkan bir ülke Kosta Rika…
Ülke olarak MUTLU olmak, kadınların cinayetlere kurban gitmediği, intiharlara sürüklenmediği, emeklerinin yüceltildiği, çocukların istismara uğramadığı, özgürce yaşayabildikleri, doğanın ve ağaçların yok edilmediği, zeytin ağaçların ölümsüzlüklerini yaşayabildikleri bir ülke olmak bizim de hakkımız!!!